Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Düğün Takıları (Ziynet Eşyası) Davası | Av. Gülçin Acartürk

Düğün takıları davası, düğünde kadın ya da erkek eşe takılan ve aslında ziynet eşyası olarak kabul edilen bilezik, çeyrek, yarım, tam altın ya da mücevher ile para gibi takıların kimde kalacağı ile ilgili davadır.

Bu davayı boşanma esnasında düğün takıları elinden alınan, takıları satılan kadın eş açabileceği gibi, kadına kalan takıların onda kalmaması gerektiğini ileri süren erkek eş de açabilir.

Bu dava boşanma davası ile birlikte açılabileceği gibi boşanma davasını beklemeden de ayrı bir dava olarak açılabilir.

Bu kısa açıklamadan sonra düğün takıları davasını nedir, düğünde takılan takılar kime aittir, düğünde ne kadar takı takıldığı nasıl ispatlanır, düğün takıları davası nasıl açılır gibi soruları yanıtlayacağımız yazıya geçebiliriz.

DÜĞÜN TAKILARI (ZİYNET EŞYASI) DAVASI

Evlilik birliğinin yıkılması ile eşler arasında baş gösteren en önemli ve bilinen konulardan biridir düğün takıları konusu. Her ne kadar düğünde takılan takıların kimde kalacağı kanunda belirlenmiş olsa da buna itiraz eden eşler olmaktadır.

Zira toplumda düğünde erkek tarafının taktığı takıların erkekte, kadın tarafının taktığı takıların kadında kalması gerektiği gibi bir düşünce yer etmiştir. Ancak bu düşünce tamamen yanlıştır. Doğru bilinen bu yanlışı düzeltmek ise mahkemelere düşmektedir.

Evliliklerin bitmesine bile neden olabilen düğün takıları ziynet eşyası olarak kabul edilmektedir. Bu eşyalar da tamamen kişiye özeldir. Düğünde takılar kime takıldıysa onundur. Ancak…

Buna itiraz eden taraf olacağı gibi, kadına takılan takılara el konulması, verilmemesi, eksik verilmesi durumu da olabilir. Bu durumda düğün takıları davası açılabilir. Davayı hem kadın eş hem de erkek eş açabilir.

Bu konuda dava açılmasının en büyük nedeni ise konunun kanunda net bir şekilde belirtilmemiş olmasıdır. Davalarda genelde içtihat hükümlerine göre karar verilmektedir. Konu ile ilgili açık bir kanun maddesinin bulunmaması evliliğin her iki tarafının da kendisi haklı görmesine ve takılar ile ilgili dava açmasına neden olmaktadır.

Davada mümkünse ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmaması halinde takıların bedelinin ödenmesine karar verilmesi talep edilmektedir.

DÜĞÜN TAKILARI DAVASI AVUKATI

Düğün takıları davası avukatı, açmayı düşündüğünüz takı davasında hak kaybına uğramamanız için size dava süresince en büyük yardımcınız olacaktır.

Davanın açılmasından, delillerin toplanması, tanıkların bulunması, bilirkişi raporlarının hazırlanması, davanın takibi gibi aşamalarda yanınızda olacak avukatın varlığı davanın daha kısa sürede bitmesini de sağlayacaktır.

Bu nedenle çetrefilli davalar arasında kabul edilen düğün takıları davasında avukat ile birlikte hareket etmek her zaman daha doğru bir tercih olacaktır.

DÜĞÜN TAKILARI KİME AİTTİR?

Düğün takıları konusunun en can alıcı sorusu ve cevabına geldi sıra. Bu soru düğün takıları kime aittir sorusudur.

Yargıtay’ın 2020 yılında oluşan son içtihadına göre düğün takıları kadına ve erkeğe takılanlar olarak ikiye ayrılır.

Kurallar ise şu şekildedir:

Kadına takılan takılar: Kadına takılan çeyrek, yarım, tam, bilezik, kolye, yüzük, takı seti gibi her türlü ziynet eşyası ve para kadına aittir.

Erkeğe takılan takılar: Erkeğe takılan takılar konusu biraz daha karmaşıktır. Zira erkeğe takılan ziynet eşyasından bilezik, kolye, yüzük, küpe gibi kadına özgü olanlar erkeğe takılsa bile kadına ait olacaktır. Erkeğe takılan çeyrek, yarım, tam altın gibi takılar ve paralar ise “kadına özgü” olmadıklarından erkeğe aittir. Bu durumun istisnaları tabi ki vardır. Erkeğe takılan ziynet eşyaları kadına özgü nitelikte olsa bile, erkek eş, kadına özgü ziynet eşyalarının kadına ait olduğu konusunda “yerel adet olmadığını” ispatlarsa kadına özgü olan ziynet eşyaları da erkeğe verilir. Öte yandan takılan ziynet eşyası erkek ve kadın tarafından kullanılabilen bir şey ise bu şey münhasıran kadına ait olmadığından erkeğe ait olacaktır. Erkeğe özgü takılar arasında ise kol saati, kravat iğnesi, erkek yüzüğü, kol düğmesi gibi takılar bulunmaktadır.

Ancak eşler bir paylaşım anlaşması yaptıysa sorun ortaya çıkmadan çözülmüş olur zira paylaşımda bu sözleşme geçerli kabul edilecektir.

DÜĞÜN TAKILARI (ZİYNET EŞYASI) BOŞANMA HALİNDE MAL PAYLAŞIMINA DAHİL EDİLİR Mİ?

Bu sorunun cevabı oldukça kısa ve nettir.

Düğün takıları kişisel mal olarak kabul edildiği için boşanmada mal paylaşımı hesaplamasına dahil edilemez.

Düğün takılarının evlilik içinde ortak ihtiyaçlara veya düğün masraflarına harcanması, takılarla erkeğin borcunun ödenmesi vb. gibi nedenlerle elden çıkması halinde bile kadının boşanma halinde düğün takılarını talep hakkı vardır. Ancak kadın, özgür iradesiyle düğün takılarını “iade edilememek” şartıyla erkeğe vermişse, geri isteyemez. Ancak bu noktada erkek, takıların iade edilmemek üzere verildiğini ispatlamak zorundadır.

Konu ile ilgili Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin emsal kararı şöyledir:

“Düğünde takılan takı paraları ve ziynet eşyaları, taraflar arasında aksine bir anlaşma yoksa kadına ait sayılır. İade edilmeme koşuluyla verildiği kanıtlanmadıkça; bunların koca tarafından borçları için bozdurulup harcanması; onu iade borcundan kurtarmaz. Davacı-davalı koca, kadının takı ve ziynet alacağı taleplerine verdiği cevapta “onların hepsinin nişan, düğün ve ev eşyası borçları için kullanıldığını’’ beyan ve kabul etmiş, takı parasının, kadın tarafından iade edilmemek üzere kendisine verildiğini de ispatlayamamıştır. Bu nedenlerle, kadının takı parası talebine ilişkin davasının kabulü gerekir.”

ISLAH YOLUYLA ZİYNET EŞYALARI TALEP EDİLEBİLİR Mİ?

Boşanma davası dilekçesi ile talep edilmeyen ziynet eşyaları, ıslah dilekçesi verilmek suretiyle talep edilemez. Bu durumda, ıslah yerine ziynet eşyaları için ek dava açılarak açılan davanın boşanma davası ile birleştirilmesi istenmelidir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin konu ile ilgili emsal kararı şöyledir:

“Davacı kadın dava dilekçesinde 20.000,00 TL ziynet bedeli istemiş, düğünde takılan para yönünden talepte bulunmamıştır. Yargılama devam ederken 20.9.2012 tarihinde ziynet talebini ıslah ederken davaya konu yapmadığı düğünde takılan 10.000,00 TL parayı da istemiş, ıslahla yeni bir talepte bulunmuştur. Islahla talep değiştirilebilir, fakat yeni bir talep eklenemez. Kaldı ki; bu konuda yargılama harcı da alınmamıştır. Davacının düğünde takılan paraya dair talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekirken, yazılı şekilde kabulü doğru görülmemiştir.”

DÜĞÜN TAKILARI (ZİYNET EŞYALARI) DAVA AÇMA/ZAMANAŞIMI SÜRESİ NEDİR?

Düğün takıları davalının zilyetliğinde bulunuyorsa, yani dava sırasında düğün takıları mevcutsa aynen iadesi için açılan davaya “istihkak davası” denilmektedir. Ziynet eşyasının aynen iadesine ilişkin istihkak davası açmak herhangi bir zamanaşımı süresine tabi değildir, dava her zaman açılabilir.

Düğün takıları, davanın açıldığı sırada mevcut değilse ve davacı tarafından ziynet eşyasının aynen iadesi mümkün olmadığı için bedeli talep edilmişse, dava açma süresi 10 yıldır.
Zamanaşımı süresi, boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren başlar.



DÜĞÜN TAKILARI (ZİYNET EŞYASI) EMSAL YARGITAY KARARLARI

Düğün takıları ile davalarda kanunda net bir şekilde belirtilmediği için daha çok içtihatlarla ve Yargıtay’ın emsal kararları göz önüne alınarak hükme bağlanır.
Yargıtay’ın bazı örnek davalardaki emsal kararları ise şöyledir:

Ziynet Nedir? Ziynet Eşyası Kime Aittir?

Ziynet; altın, gümüş gibi kıymetli madenlerden yapılmış olup; insanlar tarafından takılan süs eşyası olarak tanımlanmaktadır. Ziynet eşyasını evlilik münasebetiyle gelin ve damada verilen hediyeler olarak tanımlamak mümkündür. Bu bağlamda, bilezik, altın kelepçe, kolye, gerdanlık, takı seti, bileklik, saat, küpe ve yüzük gibi takılar, ziynet eşyası olarak kabul edilmektedir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun ziynet eşyasını kime ait olduğu konusunda 2020’de verdiği karar şöyledir:

“…Kadına özgü ziynet eşyası niteliğindeki bilezik eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir âdet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu ilkeden hareketle, davalı erkeğin düğünde toplam 12 adet bilezik takıldığını beyan etmiş olması karşısında, bu beyanın 6100 sayılı HMK’nın 188. maddesi gereğince mahkeme önünde ikrar kabul edilmesi gerekir. Bu durumda, düğünde davacı kadına 12 adet bilezik takıldığı hususu çekişmeli olmaktan çıkacaktır. O hâlde mahkemece bu bilezikler yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekir.”

Boşanma Halinde Düğün Takıları Kadına Aittir

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2015’e /17417 sayılı emsal kararı şöyledir:

“Davacı vekili dilekçesi ile; Tarafların 04.06.2009 tarihinde evlendiklerini, düğünde müvekkiline ailesi, eş dost ve akrabaları tarafından 12 tane bilezik, 70 adet küçük altın ve 4 tane de yarım altın ziynet eşyası takıldığını, davalının altınları müvekkilinden alarak bozdurduğunu, bedelinin davalıda kaldığını, müvekkilinin ziynetleri davalıdan istediğini, davalıdan bu konuda herhangi bir yanıt alamadığını, müvekkiline ait 12 adet bilezik, 70 tane küçük altın ve 4 tane de yarım altın ziynet eşyasının davacıya iadesini ve teslimini, olmadığı takdirde şimdilik 27.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; düğünde takılan takıların çoğunun müvekkilinin davetlileri tarafından takıldığını, geline takılan takılardan fazlasının damada takıldığını, düğünde takılan küçük altınların eşlerin kendi ortak kararı ile bozdurularak … plakalı aracın tamiri, düğün nedeniyle artan kredi kartı ödemeleri, kullanılan tüketici kredisi ve ev için alınan mobilyaların ödemelerinde kullanıldığını bildirerek, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece; düğünde davacıya takılan altınlar yönünden davanın kabulüne; davalı damada takılan 4 tane yarım altın, 49 adet çeyrek altın, bir adet bilezik yönünden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı vekillerince temyiz edilmiştir.

Dava; düğünde takılan ziynet eşyalarının aynen iadesi; bunun mümkün olmaması halinde değerinin nakden tahsili istemine ilişkindir. Kural olarak düğün sırasında takılan ziynet eşyaları, kim tarafından, kime takılırsa takılsın, kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı sayılır.

Ne var ki mahkemece; tarafların düğünlerinde damada takılan 1 adet bilezik, 4 adet yarım altın, 47 adet çeyrek altın damada ait olduğu kabul edilerek sadece kadına takılan altınlar yönünden kabul kararı verilmiştir. O halde mahkemece yapılacak iş; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, düğün sırasında geline ve damada takıldığı tespit edilen tüm takılar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi olmalıdır.”

Ziynet Eşyasının Bilirkişi İncelemesi ve Fotoğraf Delili ile İspatlanması

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2017/119 sayılı kararına göre;

Davacı vekili, bilirkişi raporuna karşı itirazlarını içeren dilekçesinde nişan fotoğrafında görülen dizili İngiliz bileziğin bilirkişi raporunda belirtilmediğini, yine fotoğrafta ikiden fazla burma bilezik görünmesine rağmen bilirkişinin eksik gözlem yaparak eksik bilezik sayısı tespit ettiğini belirtmiştir. Dosyada bulunan fotoğraf incelendiğinde bilirkişi raporunda tespit edilen ziynetlerin, fotoğrafta görülen ziynetlerle uyumlu olmadığı görülmüştür. Mahkemece, davacı vekilinin rapora itirazları dikkate alınmadan dosya kapsamı ile uygun düşmeyen rapor doğrultusunda karar verilmesi doğru değildir.

Hal böyle olunca, mahkemece davacı vekilinin rapora itirazları da dikkate alınarak kuyumcu bir bilirkişiden dosya kapsamına uygun bir rapor alınıp sonucu dairesinde hüküm tesisi gerekirken haklı itiraza uğrayan bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.”

Ziynet Eşyalarının İadesi Davasında İspat

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin konuyla ilgili emsal kararı şöyledir:

“Somut olayda; davacı, evlilik sonrası 8 adet bileziğin davalı A.’nın babası olan diğer davalı K. tarafından aynen iade edilmek şartıyla alındığını iddia etmiş; ancak bu hususu ispatlayamamıştır. Zira bu hususa ilişkin dinlenen davacı tanıkların beyanları duyuma dayalı olup, söz konusu tanıkların 8 adet bileziğin davalı K. tarafından iade edilmek üzere alındığına dair görgüye dayalı bilgileri bulunmamaktadır. Davalılar ile davalı tanık beyanları ise; davacı beyanlarında geçen 8 adet bileziğin davacının bilgisi dahilinde düğünde emaneten takılmak üzere kuyumcudan davalı K. tarafından alındığının düğün sonrası yine K. tarafından kuyumcuya götürülerek iade edildiğine ilişkindir. Bu durumda mahkemece; davalı K’ya açılan 8 adet bilezik yönünden davanın reddi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile, davalı K yönünden davanın kabulü isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

Düğün Takıları Davasının Islahı ve İspat

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2019/25 sayılı kararı şöyledir:

Kural olarak; dava açıldıktan sonra sebebinde, konusunda, delillerde ve diğer hususlarda usulüne ilişkin işlemlerin ıslah yoluyla düzeltilmesi mümkün olduğu gibi davanın konusunda da ıslah mümkündür. Ne var ki; ıslahla kastedilen dava konusu edilen hususların genişletilmesi veya değiştirilmesidir. Dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmamaktadır.

Bu durumda, yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir davanın açılması olanağı bulunmamaktadır. Davacı isterse dava dilekçesini tamamen ıslah ederek dava konusunu değiştirebilirse de yeni dava konusu, önceki dava konusunun yerine geçer ve yine tek bir dava söz konusu olur. Dolayısıyla ıslahla, dava konusu olmayan bir istemin dava kapsamına alınması mümkün değildir.

“Somut olayda; dava dilekçesinde talep edilen ziynet eşyaları 26 adet bilezik ve 1 adet takı seti olarak açıkça belirtilmiş olup, davacı 08.03.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile birlikte dava dilekçesinde belirtilmeyen, ancak bilirkişi raporunda tespit edilen 1.250,00 TL tutarında para , 40 adet çeyrek altın , 4 adet 1 gram altın bedelinin de dahil olduğu toplam 30.575,00 TL nin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. O halde; dava dilekçesinde talep edilmeyen bir alacağın, ıslah dilekçesiyle istenilmesi mümkün değildir. Mahkemece, davacının dava dilekçesindeki talebi dışına çıkılmak suretiyle, bilirkişi raporunda belirlenen bedele hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.”

İkinci bir emsal karar ise şöyledir:

“Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğu için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Hayat deneyimlerine göre olağan olan bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Bu durumda, davacı kadın, dava konusu ziynet eşyasının varlığını ve evlilik birliği içinde elinden zorla alınıp, bozdurulduğunu ispat yükü altındadır. Kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bu eşyaları iadeden kurtulur.”

Tüp Bebek Tedavisi İçin Kullanılan Ziynet Eşyası Kadına İade Edilmelidir

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi‘nin 2017/1769 E. ,  2018/13037 K. 19.11.2018 tarihli kararında emsal karar şöyle açıklanmıştır:

“Toplanan delillerden dava konusu edilen ziynet eşyalarının tarafların tüp bebek tedavisi için kullanıldığı anlaşılmaktadır. Davalı-karşı davacı erkekte; ön inceleme duruşmasında tüm takıları aldığını ve tedavi amacı ile kullandığını kabul etmiştir. Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu durumda ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere erkeğe verildiğinin ispatlanması halinde erkek almış olduğu ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Somut olayda, ziynet eşyalarının bozdurulduğu anlaşılmış ise de; tekrar iade edilmemek üzere davalı-karşı davacı erkeğe verildiği hususu kanıtlanmamıştır. Bozdurulan ziynet eşyalarının rıza ile ve iade şartı olmaksızın verildiğini davalı erkek ispatlamak zorunda olup, davalı erkek bu durumu ispat edemediğinden dava konusu ziynet eşyalarını davacı kadına iade ile mükelleftir.

Gerçekleşen bu durum karşısında davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.”

DİLEKÇE ÖRNEĞİ

Düğün takıları (Ziynet eşyası” davasını açmak kullanılacak dilekçenin örneklerine internetten rahatlıkla ulaşılabilir. Ancak dilekçenin doldurulması ve dava açma aşamasında bir avukattan danışmanlık almak daha doğru bir yöntem olacaktır.

Dilekçede

Davacı adı adresi TC kimlik no
Davalı adı adresi TC kimlik no
Dava konusu : Düğünde takılan ziynetlerin iadesi istemidir.
Dava değeri
Açıklamalar:
Deliller:
Hukuki sebepler:
Talep /İstem : Belirtilen cins ve kıymeti yer alan ziynet eşyalarının davacıya aynen iadesine, ziynetlerin bulunmaması halinde bedeli olan …… TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ederim.

BİZE ULAŞIN

Aile hukuku alanında ve düğün takıları davalarınızda, her türlü sorununuzda hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.
Sorununuzun gerçekçi bir değerlendirmesi ve çözüm yolları için bize başvurabilirsiniz.

DÜĞÜN TAKILARI (ZİYNET EŞYASI) DAVASI AVUKATI ÜCRETLERİ

Düğün takıları davaları için avukata ödenecek ücret tamamen müvekkil ile avukat arasındaki anlaşmaya bağlıdır.
Yasa gereği avukatlar “Asgari Avukatlık Ücret Tarifesi”nin altında bir ücrette anlaşamazlar.
Asgari ücretin altına düşemeyen avukatlar için üst sınır yoktur. Tamamen davanın niteliğine ve avukat-müvekkil arasındaki anlaşmaya bağlı bir durumdur.
 

SIKÇA SORULAN SORULAR:

Düğün takıları boşanmada kime kalır?
Düğünde takılan altınlar kadına ait olduğundan düğün takıları kadında kalmalıdır. Tersi bir durum yaşandıysa kadının boşanma davasında takıların iadesini talep etme hakkı vardır.

Düğünde takılan ziynet eşyaları kime aittir?
Düğünde takılan ziynet eşyaları kadına aittir. Erkeğe takılan takılar arasında kadına özgü olanlar da kadının sayılır.

Boşanma ve ziynet eşyaları davası birlikte istenebilir mi?
Boşanma ve ziynet eşyaları davası birlikte istenebilir. Ancak boşanma davasının kesinleşmesinden sonra ayrı bir dava açma şeklinde de olabilir.

Boşanma davasından sonra altınlar istenebilir mi?
Boşanma davasında sonra altınların geri alınması için dava açılabilir.

Yorum yaz

Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.
Gizlilik Politikası