İddet süresi nedir, nasıl hesaplanır, nasıl ortadan kaldırılır? Bu soruların yanıtlarını, boşanan ama hemen yeniden evlenmek isteyen kadın ya da evleneceği erkek arar.
Medeni kanun, boşanan kadının, boşandığı eşinden hamile olması olasılığını göz önüne alarak, doğacak çocukta soy bağı ile ilgili herhangi bir sorunun yaşanmaması için kadının yeniden evlenmesi için belli bir süre şartı koymuştur. Bu süreye iddet müddeti denmiştir. Kadın ancak bu sürenin sonunda yeniden evlenebilmektedir.
Bu yazımızda iddet süresi nedir, nasıl hesaplanır, ortadan kaldırılma yöntemleri nelerdir gibi evlenecek çiftlerin kadın tarafını daha çok ilgilendiren sorulara yanıt vereceğiz.
İDDET SÜRESİ NEDİR?
İddet nedir cevabını vermemiz gereken ilk soru.
Konu İslam Hukukunda da kendine yer bulan önemli bir konudur.
İddet de aslında “Kadın için bekleme süresi”dir.
Boşanan bir kadının yeniden evlenmek için en az 300 gün beklemesi anlamına gelmekte ve konu Medeni Kanun’un 132. Maddesinde düzenlenmektedir.
Madde şöyledir: Evlilik sona ermişse, kadın, evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün geçmedikçe evlenemez.
İDDET MÜDDETİ UYGULAMASINA NİÇİN GEREK DUYULMAKTADIR?
İddet müddeti nedir sorusu kadar önemli olan bir soru da neden gerek duyulur sorusudur.
Bu sorunun cevabı çocuklar için önemlidir. Zira iddette amaç, evlilik birliği içinde anne rahmine düşmüş çocuğun, boşanma sonrasında soy bağının doğru tespitidir. Böylece küçüğün miras hukuku ve aile hukuku gibi alanlarda mağdur olması engellenir, haklarını alması sağlanır.
Eğer kadın boşanmanın ardından hemen evlenmek isterse ve iddet süresi olmasa, çocuk evlendiği ikinci kişinin soybağında kabul edilebilirdi. Bu da çocuk açısından hem gerçek babasını bilmeme hem de babasının soyadı ve mirasından mahrum kalma sonuçları doğurabilirdi.
İddet müddeti sadece kadınlar için söz konusudur. Boşanan erkek boşandığı eşi hamile de olsa yeniden evlenebilir.
Peki bir soru daha soralım: Çocuk iddet müddeti içinde doğarsa ne olur?
Türk Medeni Kanunu’na göre, evlilik birliği içinde anne rahmine düşmüş çocuğun babalık karinesi, kadının eşine aittir. Yani çocuk kocasından kabul edilir.
Dolayısıyla boşanma davasının sonuçlanmasından sonra 300 gün içerisinde çocuğun dünyaya gelmesi halinde, bu karineden kaynaklı olarak çocuğun babasının kadının eski kocası olacağı kabul edilir.
Bu durumu kabul etmeyen erkek söz konusu ise, soybağının reddi davası açarak, çocuk ile arasındaki soybağının sonlandırılması gerekir.
İDDET SÜRESİ NASIL HESAPLANIR?
İddet süresi, hamilelik durumunda çocuğun nesebinin belirlenmesi açısından önemlidir dedik. Bu nedenle sürenin de doğru hesaplanması gerekmektedir.
Burada dikkat edilmesi gereken husus, mahkeme tarafından çiftin boşanmasına karar verilmesiyle değil, verilmiş olan bu kararın kesinleşmesiyle sürenin başlayacak olmasıdır.
Bunu da şöyle açıklamak mümkündür:
Mahkeme kararının kesinleşmesi, artık hukuken boşanma ve sonuçlarının doğmuş olması anlamına gelmektedir. Mahkeme tarafından verilmiş olan ve kesin olmayan kararlara ilişkin olarak ise süresi içerisinde istinaf ve temyiz talebinde bulunulabilir, bu durumda karar kesinleşmiş olmayacaktır ve bu nedenle de iddet süresi başlamayacaktır.
Karar kesinleştiği andan itibaren iddet süresi de başlar. 300 gün tamamlandığında da biter.
Kocası ölen kadının iddet süresi ise kocasını öldüğü tarihten başlar. Tıbbi olarak ölüm gün ve saati ortaya konduğu anda süre işlemeye başlar.
KADININ İDDET SÜRESİ
Kadının bekleme süresini boşanan kadının iddet müddeti ve kocası ölen kadının iddet süresi olarak ikiye ayırmak mümkündür.
Boşanan Kadın İddet Müddeti
Boşanan kadın için öngörülmüş olan iddet müddeti süresi, yani boşanma sonrasında kadının yeniden evlenebilmesi için geçmesi gereken süre 300 gündür.
Kocası Ölen Kadının İddet Süresi
Ölüm iddeti, kadının kocası ölmüşse ve kadın hamile değilse 4 ay 10 gün kadar beklediği süredir. Süre aslında İslam Hukukuna göre bir süredir.
Bu sürede bir evlilik yapması ya da hamile kalması kesinlikle doğru kabul edilmez. Bu durum İslam’da yer alır, kanun içerisinde de yer verilen bir durum değildir.
ERKEĞİN İDDET SÜRESİ VAR MIDIR?
İddet müddeti kavramı sadece kadınlara verilmişi bir yükümlülüktür. Kaıdnın eski kocasından hamile olup olmadığının anlaşılması kullanılan bir süredir. Erkekte böyle bir anlama ve bekleme süresi yoktur.
Sadece iddet süresi bekleyen bir kadınla evlenmek isteyen erkek mecburiyetten beklemek durumunda kalır.
ÇOCUĞUN İDDET MÜDDETİ İÇİNDE DOĞMASI
Medeni Kanuna göre iddet müddet içinde doğan çocuk, kadının eski eşinden olma sayılır ve direkt onun nüfusuna kaydedilir. Ancak çocuğun biyolojik babası eski koca değil bir başka erkek ise dava yolu ile soybağı düzeltme söz konusu olur. Bunu için nüfusta baba olarak görülen kişinin soybağının reddi davası açması gerekir. Çünkü çocukla bir başka erkek arasında soy bağı ilişkisi varsa babalık davası açılamaz.
Soybağının reddinden sonra ise ya biyolojik baba tanıma yoluyla çocuğu kabul ede, ya da babalık davası ile çocuk gerçek babasının nüfusuna kaydolur.
İDDET MÜDDETİNİN KALDIRILMASI
Medeni Kanun’un 132. Maddesi bekleme süresini düzenlediği gibi sürenin ne zaman ve nasıl biteceğini de belirlemiştir.
132’inci maddenin 2’nci fıkrasına göre hamile kadının doğurması ile süre biter. 3’ünci fıkraya göreyse kadının önceki evliliğinden gebe olmadığının anlaşılması veya evliliği sona eren eşlerin yeniden birbiriyle evlenmek istemeleri hâllerinde mahkeme bu süreyi kaldırır.
İDDET MÜDDETİNİN KALDIRILMASI NE KADAR SÜRER?
Kadının başka bir erkekle evlenmek için bekleme süresinin kaldırılması için mahkemeye yaptığı başvuru üzerine, kadının hamile olup olmadığı araştırılır. Kadının gebe olmadığının hastane raporu ile tespit edilmesi üzerine iddet müddeti kaldırılır. Böylece kadının yeni bir evlilik yapması önünde bir engel kalmaz.
Burada hamile olmadığını ispatlamakla yükümlü olan kadındır. Bunu için de dediğimiz gibi sağlık raporu gereklidir.
Eğer kadın boşandığı eşişle tekrar evlenecekse de yine mahkemeden iddet müddetinin kaldırılmasını talep etmesi gerekir. Bu durumda bekleme süresi içerisinde doğacak çocuğun soybağı konusunda hukuki bir sorun olmayacağından gebelik araştırması yapılmaz. Mahkeme, eski eşle evlenme şartı ile sınırlı olarak iddet müddetini kaldırılır.
Dava aslında oldukça kısa süren davalar arasındadır. Ancak sürecin hızlı sürmesi adına konusunda uzman bir avukattan yardım alınmalıdır, 1 hafta ya da 1 aylık süre içinde dava süreci tamamlanabilir. Süreç avukatla yürütülüyorsa daha da kısa sürebilir.
İDDET MÜDDETİ HANGİ HALLERDE ORTADAN KALKAR?
İddet müddeti kadını çocuğunu doğurması, hamile olmadığının kesinlikle anlaşılması ya eşlerin yenden birbiri ile evlenmek istemeleri gibi durumlarda ortadan kalkar.
BEKLEME SÜRESİNİN KALDIRILMASI DAVASI
İddet müddetinin kaldırılması davasını, bekleme süresine mecbur kalan kadın açar. Davanın belli başlı bazı özellikleri onu diğer aile mahkemesi davalarından ayırır.
İddet Müddetinin Kaldırılması Davası Ne Kadar Sürer?
İddet müddetinin kaldırılması davası kısa süren davalardandır. Özellikle bir avukat ile takip ediliyorsa 1-2 hafta aralığında tamamlanabilir. Mahkemelerdeki iş yoğunluğu ya da delil toplamadaki yavaşlık dava süresini uzatan etkenlerdir.
İddet Müddetinin Kaldırılması Davasında Karşı Taraf Kimdir?
Bu davada karşı taraf yoktur. Sürenin kaldırılması davası çekişmesiz ve tarafı olmayan hasımsız davalar arasında yer alır. Sadece davacı tarafı vardır.
İddet Müddetinin Kaldırılması Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme
Görevli mahkeme Aile Mahkemesi, yetkili mahkeme ise kadının yerleşim yerindeki mahkemedir.
İddet Müddetinin Kaldırılması Davasında Zamanaşımı ve Hak Düşürücü Süre
Bu davada zamanaşımı ya da hak düşürücü süre yoktur. Ancak mantık olarak boşanmanın gerçekleşmesinden sonraki 200- 250. günde açılması gerekir. Sonrası zaten sürenin bitimine denk gelen süredir ve bu nedenle dava açmanın çok da anlamı kalmaz. Süre kendiliğinden sona erer.
İddet Müddetinin Kaldırılmasına İlişkin Ceza Davaları
İddet müddetinin kaldırılması zaman zaman ceza davalarına da konu olmaktadır.
Örneğin boşanma kararı sonrasında 3. kişiden olan çocuklarının soybağının biyolojik babalarıyla doğru kurulması adına hukuka aykırı yollara başvurulması, eski eşleri ile çocukları arasında soybağı kurulması halinde ayrıca soybağının reddi (nesebin reddi davası) açılmaması cezai sorumluluklarının doğmasına neden olur. Bu durumda Türk Ceza Kanununda “Aile Düzenine Karşı Suçlar” başlığı altında 231. maddede bulunan “Çocuğun soybağını değiştirme suçu” meydana gelebilir.
O zaman “Bir çocuğun soybağını değiştiren veya gizleyen kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Özen yükümlülüğüne aykırı davranarak, sağlık kurumundaki bir çocuğun başka bir çocukla karışmasına neden olan kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” maddeleri devreye girer.
İddet Müddetinin Kaldırılmasına İlişkin Yargıtay Kararları
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2017/7288 Esas, 2018/2224 Karar sayılı kararı
Davacı, davalıya karşı babalığın tespiti, tazminat ve nafaka davası açmıştır. Davacı ile davalı, 28.11.2014 tarihinde boşandığını, boşanma gerçekleşmeden önce davacının hamile kaldığı ve hamileliğinin dava açıldığı sırada devam ettiğini ve doğumun gerçekleşmediğini ve iddet müddeti içerisinde doğacak olan çocuğun boşandığı eşi davalı olduğundan davalıdan doğum giderleri, maddi ve manevi tazminat ve küçüğe aylık nafaka bağlanması adına dava açılmıştır.
Davada, davacının doğum tarihi ile evlilik esnasında hamile kaldığı iddia edilmiş ve evliliğin sona ermesinden itibaren üç yüz gün içerisinde çocuğun doğum yapması nedeniyle çocuk, baba hanesine yazdırılmıştır. Bu nedenle mahkeme tarafından babalığın tespitine ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü Yargıtay tarafından uygun görülmemiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2003/10441 Esas, 2003/11142 Karar sayılı kararı
Göreve ilişkin kurallar kamu düzeniyle ilgili olduğundan yeni kanunla kabul edilen görev kuralları geçmişe etkili olup, eldeki davalara da uygulanır. Görev kurallarına aykırılık hükmün kesinleşmesine kadar gerek mahkemece gerekse Yargıtay tarafından kendiliğinden göz önünde tutulur. Kadın için bekleme süresinin kaldırılmasına (TMK m.132/son) ilişkin davaların Sulh Hukuk Mahkemesinde görüleceğine dair HUMK’nun 8.maddesi II/4.bendi 4787 sayılı Yasanın 9.maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olup görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu açıktır. O halde mahkemece yapılacak iş, görevsizlik kararı verilerek dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden verilen kararın bozulması gerekmiştir.
4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4/1 maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ikinci kitabından kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını, geçici 1.maddesi de; sonuçlanmamış davaların yetkili ve görevli Aile Mahkemesine devredileceğini hükme bağlamıştır. Karar bozulmakla sonuçlanmamış hale gelmiştir. Bu açıklama karşısında işin görev yönünden de düşünülmesi zorunludur.
İDDET SÜRESİ DOLMADAN EVLENMEK MÜMKÜN MÜDÜR?
İddet süresi dolmadan evlenmenin mümkün hale gelmesi için kadının hamile olmadığını ispatlaması gerekir. Bunu için dava açılmalı ve mahkeme kararı ile iddet süresi kaldırılmalıdır.
Öte yandan iddet müddeti kesin olmayan evlenme engellerinden biridir. Bu sebeple boşanan kadın yeni bir evlilik yapabilir. Kadının bu süreyi beklemeden evlenmesi halinde evliliğin iptali veya sona erdirilmesi söz konusu olmaz. Evlilik normal bir evliliğin tüm sonuçlarını doğurmaya devam eder, geçerliliğini yitirmez.