Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

TERK NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI | NASIL AÇILIR? BAŞVURU ŞARTLARI NELERDİR?

Terk nedeniyle boşanma davası bu yazımızın konusu…

Boşanmanın gerçekleşmesi için mutlaka olması ve ispatlanması gereken sebeplerin varlığına ihtiyaç duyulur. Zira kişiler keyfi bir şekilde, sadece istedikleri için boşanamazlar.

Medeni Kanun’a göre tarafların evliliklerini sona erdirebilmesi için geçerli sebeplere ihtiyacı vardır. Ancak bu sebeplerin varlığı ve hakimin karar vermesi sonucunda boşanma gerçekleşebilir.

Taraflardan birinin eşini/evini terk etmesi işte bu sebeplerden sadece biridir.

Özel boşanma davası açma nedenleri arasında yer alan bu sebep ispatlandığında boşanma gerçekleşir.

Bu yazıda terk nedeniyle boşanma davasının hukuki dayanağı, dava için aranan şartlar, terk nedir, ne kadar sürerse boşanma sebebidir gibi soruların yanıtlarını bulabilirsiniz.
 

TERK NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI

Eşlerden birinin diğerini terk etmesi özel boşanma sebepleri arasında yer alır. Bu durumu Medeni Kanun’un 164’üncü maddesi düzenler ve hangi durumların terk olduğunu belirlerken, terk sebebiyle boşanma davasının şartlarını da ortaya koyar.

Terk nedeniyle boşanma davasını anlatabilmek için öncelikle “terk” dediğimiz kavramın ne olduğunu somutlaştırmak gerekir.

Aslında “terk” dediğimiz kavram eşlerden birinin evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek için ortak konutu terk etmesi ve gelmemesidir. Olayın terk olabilmesi için geri gelmemenin de süresi belirlenmiştir.

TERK NEDENİYLE BOŞANMA DAVASININ HUKUKİ DAYANAĞI

Terk nedeniyle boşanma davasının hukuki dayanağı Türk Medeni Kanunu’nda belirtilmiştir.
Kanunun 164’üncü maddesi şu ifadelerle hukuki dayanağı vermektedir: “Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır.

Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hâkim veya noter, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi hâlinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilân yoluyla yapılır. Ancak, boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz.”

TERK NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI AÇABİLMENİN ŞARTLARI

Terk sebebiyle boşanma davası açabilmenin de belli başlı bazı şartları vardır.

Bu şartlar şöyledir:

  • Eşlerden birinin evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla ortak konutu terk etmesi, yani ortak yaşamı terk etmelidir.
  • Başka bir sebep ile ortak konutta bulunmayan eşin haklı bir sebebi olmadan ortak konuta dönmemesi,
  • Eşlerden birinin diğerini ortak konutu terk etmeye zorlaması,
  • Eşlerden birinin, diğer eşin ortak konuta dönmesini engellemesi,
  • Terkin en az 6 ay sürmüş olması,
  • Terk eden eşe dönmesi için ihtarname gönderilmesi,
  • Terk eden eşin ihtara rağmen dönmemesi.

Eşlerden biri ortak yaşamı terk etmelidir

Eşlerden birinin evden gidişinin terk olarak tanımlanabilmesi için belli şartlar yerine gelmiş olmalıdır.

Şöyle ki; terkten bahsedebilmek için eşlerden birinin evlilik birliğinin gerektirdiği ortak hayata son vermesi, ortak konuttan ayrılması ya da haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmemesi gerekmektedir. Ancak eşlerden birinin haklı bir sebep ile konuttan ayrılması veya konuta dönmemesi halinde meydana gelen durum terk olarak kabul edilmez.

Yaşanan durumun terk olarak kabul edilebilmesi için evden gidişin, evlilik birliğinden doğan yükümlülükleri yerine getirmeme amacı taşıması gerekir. Yani önemli olan, ayrı yaşamak değil, ayrı yaşayan eşin amaç ve niyetidir.

Gerçek Terk:

Gerçek terk, bir eşin evi terk etmesi anlamına gelmektedir. Bu durumda terk eden eş kendi iradesi ile ve hukuka aykırı bir şekilde evden ayrılır ve evde kalan eş boşanma davası açabilir.

Yapıntı Terk:

Evde kalmaya devam eden eşin diğerini evi terk etmeye zorlaması yapıntı terktir. Evde kalan eş terk etmiş sayılır ve ortak konuttan ayrılmak zorunda kalan eş terk sebebiyle boşanma davası açabilir. Örneğin erkeğin kadına fiziksel veya psikolojik şiddet uygulaması sonuncunda kadın evi terk ettiyse bu yapıntı terktir. Burada erkek kadına karşı terk sebebiyle boşanma davası açamaz. Terke zorlayan erkektir. Eşini konuttan kovan kişi de terk sebebiyle dava açamaz.
Bu duruma yani yapıntı terke maruz bırakılan eş dava açabilir.

Terk eden eşin haklı bir sebebi bulunmamalıdır

Terk nedeniyle boşanma için terk edenin haklı bir sebebi olmamalıdır. Eşinden şiddet gören bir kadının evden gitmesi tek değildir, keza eşin ortak konuta başka bir kadın getirmesi ve hep birlikte yaşamak için diğer eşe baskı yapması sonucunda evden gitmek de terk değildir.

Burada haklı sebepler vardır. Ve kadının evden gitmesi durumunda terk nedeniyle boşanma davası açılamaz.

Terk nedeniyle boşanma davası için haklı bir sebep yokken, öylece durup dururken ve evlilik birliğinin yükümlülüklerini yerine getirmemek için gidiş söz konusudur.

Eşler arasında ayrılık kararı bulunmamalıdır

Medeni Kanun evliliğin taraflarının sadece boşanma davası hakkını değil birbirlerinden uzaklaşıp tekrar düşünmeleri adına şartlar dahilinde ayrılık kararı verebileceğini de öngörmüştür. Taraflar isterse boşanma davası yerine ayrılık davası açarak 1 yıldan 3 yıla kadar mahkemenin verdiği karar ile ayrı kalabilirler. Bu durum terk sayılmamaktadır. Bu nedenle, böylesi bir karar varsa terk nedeniyle boşanma davası açamazlar.

Terk en az altı ay sürmüş olmalıdır

Eşlerden biri evlilik birliğini gerektirdiği yükümlülükleri yerine getirmemek için evden gittiyse boşanma davası hemen açılamaz. Davanın açılabilmesi için eşin gidişinin üzerinden 6 ay geçmiş olmalıdır.

Ancak terk eden eş 6 aylık süre dolmadan döner ve birlikte yaşamaya başlarsa söz konusu süre kesilir. Ancak eş bir süre sonra tekrar konutu terk ederse 6 aylık süre en baştan işlemeye başlar.

Terk eden eşe hakim veya noter tarafından ihtarda bulunulduğu halde eşin eve dönmemesi gerekmektedir

Terk edilen eşin boşanma davası açmadan önce yapması gereken bir şey daha vardır. O da, dava açmadan önce hakime başvurarak, terk eden eşe ihtarda bulunulmasını istemektir, eş buna zorunludur. Terk edilen eş, hakime en erken terkten sonraki dördüncü ayın sonunda başvurabilir. Başvuru ve istem üzerine hakim, terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiğini ihtar ederek dönmemesi halinde doğacak sonuçlar hakkında ihtarda bulunur. Terk eden eşin adresi bilinmiyorsa ilan yoluna başvurulur. Terk eden eşin iki ay içinde ortak konuta dönmemesi halinde terk edilen eşin boşanma davası açma hakkı doğar.

Davet Edilen Konut Hazır ve Uygun olmalıdır

Terk edilen eşin, terk eden eşi çağırdığı konutun ihtar talebinden en az 4 ay önce hazır olması gerekliliği vardır. Evin ne zaman hazırlandığının boşanma davasında ispat edilmesi gerekir.

Evin satın alma sözleşmesi, kira kontratı gibi belgeler bu işi görür.
Ayrıca konutta günlük yaşamsal faaliyetlerin gerçekleşeceği düzeyde yeterli eşya, yiyecek içecek ve gerekliyse yakacak bulunmalıdır.

KİMLER TERK ETMİŞ SAYILIR?

Halk arasında sadece evden giden terk etmiş sayılsa da hukuken öyle değildir. Hukuka göre aşağıdaki durumlarda olanlar terk etmiş sayılırlar:

  • Evlilik birliğinden doğan yükümlülükleri yerine getirmemek amacıyla ortak konuttan ayrılan eş,
  • Eve dönmemek için haklı bir nedeni olmaksızın eve dönmeyen eş,
  • Diğer eşi ortak konuttan ayrılmaya zorlayan eş,
  • Diğer eşin ortak konuta haklı bir sebep olmaksızın dönmesini engelleyen eş.

HANGİ DURUMLAR EVİ TERK SAYILMAKTADIR?

Aynı ev içerisinde yaşayan eşlerin birbirinden uzak durması, küsmesi veya dargın olması terk anlamına gelmez.

Öncelikle fiilen müşterek evden ayrılmak terk sayılmaktadır.

Geçerli bir sebebi olmayan tarafın, evlilik birliğinin gerektirdiği sorumlulukları yerine getirmemek için evden gitmesi terk sayılan durumların birincisidir. Burada önemli nokta evlilik birliğinin gerektirdiği sorumluluğun yerine getirilmeme amacıdır. Örneğin eşin iş için bir başka şehre gitmesi terk değildir.

Öte yandan taraflardan birinin diğerini evden gitmeye zorlaması yani yapıntı terk oluşması durumunda terk eden giden değil bu durumu zorlayandır. Yani diğer eşi ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır.

Öte yandan evlilikte ortak konutun birlikte seçilmesi genel kuralı da vardır. Eğer ortak konut birlikte seçilmemişse, o evden ayrılmak terke girmez.

Aynı şekilde iş sebebiyle başka yerde yaşamak da terk sebebiyle boşanma davası açmaya mahal vermez.

Hükümlülük, tutukluluk, karantina vs. gibi zorlayıcı sebepler söz konusu ise de terk sebebiyle boşanma davası açılamaz.

Benzer şekilde, eğer eşler ayrı yaşamaya birlikte veya hakimin müdahalesi ile karar vermişse, terk sebebiyle boşanma davası açılamaz.

Terk sebebiyle boşanma davasında ispat yükü davacıdadır.
Dolayısıyla dava açan eş, diğer eşin çağrı yapıldığı halde eve dönmediğini ispat etmek zorundadır.

Ayrıca eve döndüğü ancak eve kabul edilmediği iddiası var ise, bunun ispatlanması gerekir.

Öte yandan;

  • Eşinin canına kastetmesi,
  • Eşine zührevi hastalık aşılaması
  • Eşini dostuyla birlikte oturmaya zorlaması gibi nedenler evin terk edilmesinde haklı sebeplerdir ve bu sebeplere dayanarak da terk nedeniyle boşanma davası açılamaz.

Ayrıca eşin kişiliği, ekonomik güvenliği, ailenin huzuru ortak yaşam sebebiyle ciddi şekilde tehlikeye düşmüşse ve bu nedenlerle evden ayrılmışsa bu terk nedeniyle boşanma davasında kullanılabilecek bir terk sebebi değildir.

TERK NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI AÇILABİLMESİ İÇİN ÖNGÖRÜLEN SÜRE

Terk sebebiyle boşanma davası açılabilmesi için terk tarihinden itibaren en erken dördüncü ayın sonunda bir ihtar gönderilmelidir. İhtarın terk eden eşe tebliğinden itibaren iki ay geçtikten sonra boşanma davası açılabilir.

Yani terk tarihinden itibaren altı aylık süre geçmedikçe boşanma davası açılması mümkün değildir.

TERK NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/3025 Esas ve 2020/6823 Karar sayılı kararında “Terk sebebiyle boşanma davası açılabilmesi için, ayrılık en az dört ay sürmüş ve bu durumun devam ediyor olması gerekir. Bu sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz (TMK m.164).

Toplanan delillerden, davacı-davalı kadının 26.05.2016 tarihinde müşterek haneden ayrıldığı, ihtarın ise 27.09.2016 tarihinde, kanunda öngörülen (TMK m.164/1) dört aylık süre dolduktan sonra istenildiği anlaşılmaktadır. Olayda bu şarta uyularak ihtar istenmiştir. Terk ihtarı davacı-davalı kadına 05.10.2016 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen kanunda öngörülen iki aylık süre dolmadan birleşen davanın 06.10.2016 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Bu bakımdan davalı-davacı erkeğin terke dayalı boşanma davasını kanunda öngörülen iki aylık süre dolmadan açtığı için reddi gerekirken, ihtarın samimi olmaması nedeniyle reddi doğru olmamıştır. Davalı-davacı erkeğin terke dayalı boşanma davasının reddi sonucu itibariyle doğru olduğundan, hükmün, kocanın boşanma davasının reddine yönelik gerekçesi düzeltilmek suretiyle onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK m. 370/2). ” denilmiştir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/1543 Esas ve 2020/2776 Karar sayılı kararında “ Taraflar karşılıklı boşanma davaları açmış, mahkemece tarafların eşit kusurlu oldukları kabul edilerek her iki davanın kabulüyle boşanmalarına karar verilmiştir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davalı karşı davacı erkek tarafından Kocaeli 2. Aile Mahkemesi’nin 2017/378 D. iş sayılı dosyası ile davacı karşı davalı kadına 13.07.2017 tarihinde terk ihtarı çekildiği, bu ihtar ile birlikte ihtardan önceki döneme ait davacı karşı davalı kadının kusurlarının davalı-karşı davacı erkek tarafından affedildiğinin, en azından hoşgörü ile karşıladığının kabulü gerektiği, davacı-karşı davalı kadının ihtardan sonra gerçekleşen başkaca bir kusurunun varlığının da ispatlanamadığı, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davalı-karşı davacı erkeğin, davacı-karşı davalı kadına fiziki şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, kadını evden kovduğu ve ihtiyaçlarını karşılamadığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında davalı-karşı davacı erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekmekte olup mahkemece, tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.” denilmiştir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2019/8660 Esas ve 2020/1922 Karar sayılı kararında “ İlk derece mahkemesi, kadının eşine, eşinin ailesine ve ortak çocuğa hakaret ettiğini ve sık sık tartışma çıkararak evi terk ettiğini; erkeğin de eşine fiziksel ve sözlü şiddet uygulayarak onu evden kovduğunu belirterek tarafların eşit kusurlu olduklarına hükmetmiştir. lk derece mahkemesi kararına karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve bölge adliye mahkemesince; eşine, eşinin ailesine ve ortak çocuğa hakaret eden ve sık sık tartışma çıkararak evi terk eden kadın ile eşine fiziksel şiddet uygulayarak onu kovan erkeğin eşit kusurlu olduğundan bahisle; tarafların başvurularının esastan reddine karar verilmiştir. Tarafların bölge adliye mahkemesi tarafından kabul edilen ve gerçekleşen kusur durumlarına göre, davalı-karşı davacı erkek, davacı-karşı davalı kadına göre ağır kusurludur. Bu itibarla, bölge adliye mahkemesince tarafların eşit kusurlu olduğuna hükmedilmesi doğru bulunmamıştır. Gerçekleşen bu durum karşısında, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları zarar gören, mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen az kusurlu davacı-karşı davalı kadın yararına Türk Medeni Kanunu’nun 174. maddesi gereğince uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, bu taleplerinin reddi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir. ” denilmiştir.

Taraflar terk tarihinden önce İstanbul’da oturdukları halde; davet edilen ev…. köyünde bulunmaktadır. Davalının davet edildiği bu konutun seçiminde davalının onayı alınmadığı gibi; (TMK.md.186) konut hakim müdahalesi yoluyla da belirlenmemiştir (TMK.md.195). Kaldı ki, davalı kadının ihtara verdiği cevapta; eşinin şiddet uyguladığı, evden kovduğu, çocukları alarak köye gittiğini bildirerek ihtara itiraz ettiği görülmektedir. Bu durumda davacı koca tarafından çekilen ihtar sonuç doğurmaz ve böyle bir ihtara dayalı boşanma davasının da kabulüne karar verilemez. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 04.12.2013, 2013/14751 E., 2013/28533 K.
Somut olayda da terk edilen, davalı- davacı erkek değil davacı-davalı kadındır. Çünkü davacı-davalı kadın ortak konutu terk etmeye zorlanmıştır. Davalı-davacı erkeğin terk nedeniyle boşanma davası açma hakkı bulunmamaktadır. (Hukuk Genel Kurulunun 13.03.2015 gün ve 2013/2-1688 E, 2015/1032 K. sayılı ilamı) Mevcut duruma göre, davalı-davacı erkek tam kusurlu, davacı-davalı kadın ise kusursuzdur. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 06.07.2021, 2021/4276 E., 2021/5864 K.

Evlilik “birlik ilkesi” üzerine kurulmuştur. Evlenme ile eşler arasında “evlilik birliği” kurulmuş olur ve tarafların evlilik birliğinden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirme görevleri başlar. Bu görevlerin en önemlisi ise evliliğin amacıyla uyumlu şekilde eşlerin birlikte yaşamalarıdır. Bu bağlamda birlik süresince kural olan; zorunlu nedenler dışında eşlerin birlikte yaşamasıdır. Asıl kuralın aksine eşlerden birinin bu birliktelikten haklı bir sebep olmaksızın özgür iradesi ile ortak yaşamdan ayrılması ise “terk” olarak kabul edilir. Terk mutlak ve özel bir boşanma sebebi olarak 4721 sayılı Kanunu’nun 164. maddesinde;
“(1) Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır. (2) Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hâkim, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi hâlinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilân yoluyla yapılır. Ancak, boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz” şeklinde düzenleme altına alınmıştır. Görüldüğü üzere, terk sebebiyle açılan boşanma davaları kendine has özellikleri nedeniyle bu davalarda “dava koşulları ile yargılama usulü” iç içe geçmiş hâldedir. Dava çok sıkı maddi ve şekli şartlara bağlanmış olup titizlikle inceleme gerektirmektedir. Buradan hareketle söylenmelidir ki; hâkim, terk sebebine dayalı boşanma dava şartlarının oluşup oluşmadığını maddi hukuk ve usul hukuku açısından olmak üzere iki ayrımda inceleyerek karar vermelidir. Maddi hukuk açısından “terk eylemi” evlilik birliğinin yüklediği yükümlülükleri yerine getirmeme maksadı ve ortak hayata son verme kastı taşımalı, haklı ve hukuka uygun bir nedene dayanmamalı ve son olarak altı ay süreyle devam ediyor olmalıdır. Maddenin ikinci fıkrasında ise usul hukuku açısından üzerinde dikkatle inceleme yapılması gereken “ihtar müessesesi” açıklanmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 15.06.2021, 2017/2717 E., 2021/761 K.
Yapılan incelemede; davalı kadın, davacı erkeğin kendisine kötü muamelede bulunduğunu, müşterek haneden kovulduğunu, İhtar sonrası eve geldiğini fakat davacı erkeğin kendisini eve almadığını beyan etmiş olsa da terk ihtarını alan kadının 11.11.2016 tarihinde eve döndüğü, 14,11.2016 tarihinde ise davacı erkeğin kendisine hakaret ettiği iddiasıyla savcılığa şikayette bulunduğu, Soma Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/3871 esas 2016/1831 karar nolu soruşturma dosyasında yeterli delil bulunmadığından kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği, davalı kadının evi terk etmeye zorlandığının ve kötü muamele gördüğünün tanık beyanlarıyla da ispatlanmadığı, erkeğin ihtarında samimi olmadığı yönünde dosyada başkaca delilin de olmadığı terk ihtarından sonra eve dönen kadının kısa süre içerisinde davacı eşi hakkında savcılığa şikayette bulunup evden ayrıldığı, ortak yaşamın kurulmadığı, davalı kadının eve dönmekte samimi olmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan sebeplerle, Türk Medeni Kanunu’nun 164. maddesi koşulları gerçekleşmiş olup davacı erkeğin davasının kabulü gerekirken, yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 10.12.2020, 2020/3426 E., 2020/6373 K.

Bu açıklamaların ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davalı kadının gösterdiği tanıkların beyanları ve dosya kapsamına göre, davacı eşin davalı olan eşini ortak konutu terke zorladığı gibi, ortak konutun anahtarını değiştirmek suretiyle eve dönmesini engellediği de sabittir.
Bu olgu ile yukarıda açıklanan “Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır.” şeklindeki yasal düzenleme birlikte ele alındığında davacı eşin gerçekte iddia ettiği gibi “terk edilen” değil, “terk eden” eş olduğunun kabulü gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 04.11.2009, 2009/2-402 E., 2009/484 K.

TERK NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI MASRAFLARI NE KADARDIR?

Davanın masraflarını belirleyen pek çok etken vardır. Bu nedenle “Masraf şu kadardır” diye net bir rakam söylemek mümkün değildir.
Masrafları oluşturan bazı kalemler ise şöyledir:

  • Vekalet avukat ücretleri
  • Arabuluculuk ücretleri
  • Noterlik ihtarname masrafları
  • Yargılama harçları
  • Celse, karar ve ilam harçları.
  • Dava nedeniyle yapılan tebliğ ve posta giderleri.
  • Dosya ve sair evrak giderleri.
  • Geçici hukuki koruma tedbirleri ve protesto, ihbar, ihtarname ve vekâletname düzenlenmesine ilişkin giderler.
  • Keşif giderleri.
  • Tanık ile bilirkişiye ödenen ücret ve giderler.
  • Resmî dairelerden alınan belgeler için ödenen harç, vergi, ücret ve sair giderler.
  • Vekil ile takip edilmeyen davalarda tarafların hazır bulundukları günlere ait gündelik, seyahat ve konaklama giderlerine karşılık hâkimin takdir edeceği miktar; vekili bulunduğu hâlde mahkemece bizzat dinlenmek, isticvap olunmak veya yemin etmek üzere çağrılan taraf için takdir edilecek gündelik, yol ve konaklama giderleri.
  • Vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti.

SIKÇA SORULAN SORULAR

Evi terk boşanma sebebi mi?

Taraflardan birinin haklı bir sebep olmadan, evliliğin gerektirdiği sorumlulukları yerine getirmemek için evi terk etmesi ve geri dönmemesi boşanma sebebidir.

Terk sebebiyle boşanma davası ne kadar sürer?

Terk sebebiyle boşanma davası çekişmeli boşanma davaları arasındadır. Bu davaların bitme süresi istisnaları olmakla birlikte 1.5 -2 yıl arasındadır. Ama daha kısa süren davalar da vardır.

Terk ihtarı ne zaman çekilir?

Terk ihtarı, terk’in meydana gelişinin üzerinden 4 ay geçtikten sonra çekilir.

Kadın evi terk ederse ne yapılır?

Evi taraflardan hangisinin terk ettiği boşanma davasında önemli bir olgu değildir. Evi terk eden taraf kadınsa ve haklı bir sebebi yoksa, erkek terk nedeniyle boşanma davası açabilir.

Evi terk eden eş kusurlu mu?
Evi terk eden eş haklı bir sebebe dayanmıyorsa kusurludur, haklı bir sebep varsa kusurlu sayılmaz.

Boşanmadan önce evden ayrılmak suç mu?
Boşanmadan veya boşanma davasının açılmasından önce evden ayrılma konusunda sorun yoktur. Ancak boşanma davası açılmadan evden ayrılma ve 6 ay boyunca eve dönmemek haklı sebep yoksa kusurdur.

Hangi hallerde boşanma olmaz?
Kanunda öngörülen şartların var olmadığı hallerde boşanma olmaz. Bu şartları şöyle sıralamak mümkündür:

  • Dava harçlarının ödenmemesi
  • Çekişmeli boşanmada davayı açan tarafın davasından vazgeçmesi
  • Anlaşmalı boşanmada tarafların anlaşmaktan vazgeçmesi
  • Davacı veya avukatının duruşmalara mazeretsiz olarak katılmaması
  • Boşanma için gerekli evrakların dava dosyasına sunulmaması (vekaletname, protokol vb.)
  • Davacının davalı eşin kusurunu kanıtlayamaması
  • Davacının dayandığı boşanma sebeplerini ispat edememesi
  • Boşanmada kadının ağır kusurlar nelerdir?
  • Boşanmada kadına isnat edilen kusurlar zina, hayata kast, pek kötü muamele, haysiyetsiz yaşam sürme, terktir.

Aldatan eşin telefon kayıtları nasıl alınır?

Aldattığı düşünülen eşe karşı açılan boşanma davasında, dava açılırken taraflar mahkemeden karşı tarafın telefon kayıtlarına ilişkin verilerin dosyaya getirilmesini isteyebilir.

Aile mahkemesi hakimleri numaraların kayıtlı bulunduğu operatörlerden görüşme trafiğini, görüşülen numaraları, mesajlaşılan numaraları ve mesajlaşma görüşme sıklığını gösteren verileri isteyebilir.

Yorum yaz

Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.
Gizlilik Politikası