Boşanma davasında kadının hakları nelerdir sorusu cevabı her zaman aranan soruların başında gelir. Zira boşanmaların arttığı günümüzde kadınlar, hem çocuklarının velayetini, hem nafaka hem de tazminat almak hem de hayati tehlikeden uzak olmak istemektedirler. Bunun için dava açan kadınlar isteklerine genel olarak kavuşsalar da bazı durumlarda velayeti de, nafakayı da tazminatı da alamayabilirler.
Bu yazımızın konusu işte tam da bu. Boşanma davasında kadının hakları nelerdir? Nerelere başvurmak gerekir, kadın boşanırken ne isteyebilir, mutlaka avukata ihtiyaç var mıdır, dava sonucunda ne alabilir, davayı kim açarsa avantajlıdır?
Cevaplar “Boşanma davası rehberi” niteliğindeki yazımızda sizleri bekliyor. Buyurun birlikte okuyalım…
BOŞANMA DAVASINDA KADININ HAKLARI
Boşanma davasında kadının hakları ya da erkek hakları diye bir kavram Medeni Hukuk’ta ayrı bir madde olarak düzenlenmemiştir. Bu haklar genellikle uygulamalarla ortaya çıkmıştır.
Boşanmada kadın ve erkeğin hakları esasında eşittir. Bu eşitlik kusurlu olan taraf aleyhine bozulur, kusursuz ya da daha az kusurlu olan tarafın ise daha çok hakkı vardır. Ancak genel olarak boşanma davalarında kadınların hakları daha çok ön plana çıktığı için böyle bir kavram oluşmuştur. Hatta bu haklar zaman zaman büyük tartışmalara da neden olmaktadır.
Kadının hakları dendiği zaman ise velayetten tazminata, nafakaya, velayet babaya verilmişse çocukla ilişki kurmaya, mal rejiminden kaynaklı alacak ve haklar, ziynet eşyası hakları vb. konular akla gelir. Liste biraz uzundur, ancak bazı haklar diğerlerine göre daha çok öne çıkmıştır.
Bu listeyi şöyle sıralamak mümkündür:
- Ayrı yaşama hakkı
- Boşanma davasına itiraz hakkı
- Kendi eşyalarını talep etme hakkı
- Çocuk ile kişisel ilişki kurma hakkı
- Velayet hakkı
- Kadın için tedbir nafakası hakkı
- Çocuk için tedbir nafakası hakkı
- İştirak nafakası hakkı
- Yoksulluk nafakası hakkı
- Maddi tazminat hakkı
- Manevi tazminat hakkı
- Ziynet eşyası alacağı hakkı
- Edinilmiş mallar üzerindeki hakkı
- Aile konutunun eşlerden birine tahsisi ve şerh konulmasını isteme hakkı
- Aile içi şiddete karşı korunma hakkı
- Boşanma süresince evden uzaklaştırma hakkı
- Ücretsiz avukat talep etme hakkı
- Ortak konutun özgülenmesini isteme hakkı
- Çocuğun tedbiren velayetini talep etme hakkı
- Kadının mehir hakkı
- Boşanan kadının eşinin soy adını kullanma hakkı.
BOŞANMA DAVASINI KADIN AÇARSA NE OLUR?
Kadının boşanma karşısındaki hakları söz konusu olduğunda belli başlı bazı yanlış bilinenler vardır.
Yanlış bilinen konular listesinin en başında ise boşanma davasını kadının açması ile ilgili nokta vardır. Halk arasında kadının dava açması durumunda nafaka velayet vb haklardan yararlanamayacağı inanışı vardır. Ancak bu tamamıyla yanlıştır.
Zira haklar söz konusu ise davayı kimin açtığı önemli değildir. Taraflardan hangisinin daha çok kusurlu olduğu önemlidir.
Boşanma davasını kadın açsa da nafaka, velayet, maddi veya manevi tazminat, mal paylaşımındaki hakları, ziynet alacakları, evden uzaklaştırma gibi tüm haklarını korumaya devam eder.
Bu nedenle kadın “haklarımı alamam” korkusu ile hareket etmemelidir.
KADININ NAFAKA VE TAZMİNAT HAKKI
Kadının nafaka ve tazminat hakkı, boşanma sırasında en çok bilinen ve hakkında en çok soru sorulan hakkıdır dense yeridir. Günümüzde özellikle “Ömür boyu nafaka” tartışma konusu olsa da kadının nafaka hakkı vardır.
Boşanma Davasını Açan Kadın Tazminat ve Nafaka Alabilir mi?
Yukarıda da değindiğimiz üzere kadının boşanmadaki haklarını, davayı kimin açtığı belirlemez. Boşanma davasını kadın da açsa erkek de açsa kadını tazminat ve nafaka hakkı vardır. Burada önemli olan kusur oranıdır. Eğer kadın kusursuz ya da daha az kusurlu ise tazminat da nafaka da talep edebilir.
Davalı Kadın Boşanma Davasında Tazminat ve Nafaka İsteyebilir mi?
Kadın davalı konumundaysa da tazminat ve nafaka hakkı söz konusudur. Hakimin davalı koltuğunda oturan kadın için vereceği nafaka ve tazminat konusundaki kriteri “Kusur” oranı olacaktır. Kadın kusurluysa, dediğimiz hak ortadan kalkar ama kusurlu olan taraf davacı olan erkek ise kadın yüksek ihtimalle tazminatı da nafakayı da alacaktır.
Kadın İçin Tedbir Nafakası Hakkı:
Tedbir nafakası dava tarihinden, boşanma veya ayrılık hükmü kesinleşinceye kadar devam eden nafakadır.
Herhangi bir işi veya geliri olmayan, yardıma ihtiyacı olan eşe bağlanır. Tedbir nafakasında tarafların kusuruna bakılmaz. İhtiyaç olup olmadığına göre hüküm verilir. Bu nafaka, davanın sonucunun kesinleşmesine kadar süren bir nafaka türüdür.
Eşlerden birinin başkası ile düzenli bir şekilde yaşaması, ölüm, gaiplik gibi durumlar da tedbir nafakasını yükümlülüğünü sona erdirir.
Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta kadının tedbir nafakasına ihtiyaç duymasıdır.
Çocuk İçin Tedbir Nafakası Hakkı:
Velayet kendisine verilmeyen eş tarafından davanın devamı süresince çocuğun barınması ve geçinmesi için ödemek zorunda kaldığı nafaka türüne “Çocuk İçin Tedbir Nafakası” denilmektedir. Kadın bu nafakayı talep etme hakkına sahiptir.
İştirak Nafakası Hakkı:
İştirak nafakası çocuğun giderlerine katılma nafakasıdır. Bu giderler, çocuğun eğitim, yiyecek, barınma ve sağlık giderleridir.
Kadını velayeti kendisinde olan çocuk için iştirak nafakası talep etme hakkı her zaman vardır.
Yoksulluk Nafakası Hakkı:
En bilinen nafaka türüdür.
Yoksulluk nafakası evliliğin boşanma ile sonuçlanması nedeniyle yoksulluğa düşecek eş’e bağlanan nafakadır.
Nafaka boşanma davasında istenebileceği gibi ayrıca bir dava açarak da talep edilebilir. Dava ayrı açılacaksa boşanmanın kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde yoksulluk nafakası davası açılmalıdır.
Bu nafakayı talep edebilmek için eş’in boşanma nedeniyle yoksulluğa düşmesi gerekir.
Yoksulluk nafakasını talep eden kadının kusuru eşit olabilir ancak karşı taraftan daha ağır olmamalıdır. Böylece nafaka hakkı doğar.
Kadının Maddi Tazminat Hakkı:
Kadının maddi tazminat alabilmesi için belli başlı bazı şartların oluşması gerekir.
Öncelikle eşler boşanmalıdır. Tazminat isteyen taraf olan kadın kusursuz veya karşı tarafa göre daha az kusurlu olmalıdır. Aksi takdirde kadının maddi tazminat hakkı olmaz.
Kadının bu hakka sahip olması için ayrıca boşanma nedeniyle zarar görmesi ya da menfaatlerinin zedelenmesi gerekir.
Kadının tazminat isteme hakkı vardır ancak miktarına hakim karar verir.
Kadın Eşin Manevi Tazminat Hakkı:
Manevi tazminat, maddi tazminata göre daha semboliktir. Boşanma davasında, boşanmaya ve sebep olan olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın kusurlu olan diğer taraftan istediği tazminat türüdür. Amaç maneviyatın onarılmasıdır.
Kadının manevi tazminat talep edebilmek için kusursuz ya da daha az kusurlu olmalıdır, manevi olarak zarar görmüş olmalıdır. Bu zarar boşanma ya da evlilik nedeniyle ortaya çıkmalıdır.
Şartlar hasıl olmuşsa kadın manevi tazminat hakkına sahiptir.
KADININ VELAYET HAKKI
Boşanma davasında kadının hakları arasında toplumsal olarak en çok merak edilen konu ”Velayet” hakkıdır.
Kadın bu kapsamda çocuğun teslim edilmesini, tedbiren velayetini ve çocukla kişisel ilişki kurma hakkına sahiptir.
Çocuğun Teslim Edilmesini Talep Etme Hakkı:
Çocuğun anne bakımına muhtaç olduğu örneğin emzirme dönemindeki çocukların babaları tarafından zorla alıkonulmaları durumunda anne çocuğun kendisine teslim edilmesini talep etme hakkına sahiptir. Burada göz önüne alınması kriter çocuğun annesine ihtiyaç yaşamsal olarak ihtiyaç duymasıdır.
Çocuk teslimi ilgili yönetmelikte “Velayete ilişkin verilen ilam veya tedbir kararına istinaden süreklilik arz etmeyen, çocuğun yükümlüden alınarak hak sahibine verilmesi süreci” olarak tanımlanmıştır.
Çocuğun Tedbiren Velayetini Talep Etme Hakkı:
Boşanma davası açıldığında genel olarak eşler birbirinden ayrı yaşamaya başlar. Bu ayrı yaşama döneminde, yani dava sürerken çocuğun kimde kalacağını “Tedbiren Velayet” kurumu çözer.
Dava süresince çocuğun hangi eşin yanında kalacağını belirleyen karara “Tedbiren Velayet” ya da “Çocuk İçin Geçici Himaye Tedbiri” denilmektedir.
Boşanma davasında kadının en temel haklarından biri de işte bu süreçte “Çocuğun Tedbiren Velayetini Talep Etme Hakkı”dır.
Bu hakkı kullanan kadın dava bitene kadar çocuğun geçici velayetinin kendisine verilmesini ister.
Çocuk İle Kişisel İlişki Kurma Hakkı:
Türk hukukunda çocuk velayeti genellikle anneye verilir. Yüzde 75 oranında velayet annede kalırken yüzde 25 oranında da babanın velayeti aldığı davalar vardır.
İşte çocuk ile ilişki kurma hakkı, çocuğun velayetinin dava süresince tedbiren ya da dava sonrasında hükmen babaya verilmesi durumunda devreye girer. Anne bu durumda çocuk ile kişisel ilişki kurma hakkına sahiptir.
Bu hak ile kadın çocuklarını görebilme, onlarla zaman geçirebilme, etkileşimde bulunma imkanı elde eder ve çocukları ile ilişkisi kopmamış olur.
BOŞANMA SÜRESİNCE EVDEN UZAKLAŞTIRMA HAKKI
Kadının boşanma süresince evden uzaklaştırma hakkı, önleyici hukuk tedbirleri arasında yer alır. Bu hak aile içi şiddet ya da tehdit gibi fiiliyata dönmüş veya dönmesi muhtemel tehlikelerden kaçınmak için kullanılır. Bu kapsamda 6284 sayılı yasadan kaynaklanan koruyucu tedbirlerin uygulanması talep edilir.
6284 Sayılı Yasadan Kaynaklanan Koruyucu Tedbirlerin Uygulanmasını Talep Etme Hakkı:
6282 sayılı kanun “Ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine dair kanun”dur.
Kanun, şiddete uğrayan veya şiddete uğrama riski olan kadın, çocuk ya da aile bireylerinin korunmasını ve şiddetin önlenmesini amaçlamaktadır. Kanun kadına boşanma davası sürerken, mahkemeden 6284 sayılı kanun ile koruyucu tedbirlerin uygulanmasını talep etme hakkı vermiştir.
BOŞANMA SIRASINDA KADININ MAL HAKKI
Kadının boşanmada mal konulu hakları da vardır. Bunlar aile konutu şerhi konulmasını isteme hakkı, ziynet eşyası alacağı hakkı, mal rejiminden kaynaklı alacak ve haklar ile kendi eşyasını talep etme hakkıdır.
Aile Konutu Şerhi Konulmasını İsteme Hakkı
Aile konutu şerhi eşlerden birinin diğerinin izni olmadan konut üzerinde satma, kiralama ya da devir gibi bir işlem yapmasını engelleyen yasal düzenlemedir. Tapuya şerh düşülerek gerçekleştirilir. Eşlerin konut üzerindeki haklarını kısıtlayan bir işlemdir. Kadın dava sürerken olası bir kötü niyete karşı eşi ile yaşadıkları konuta aile konutu şerhi konulmasını talep edebilir.
Ziynet Eşyası Alacağı Hakkı:
Düğünde takılan takılar Medeni Kanun hükümlerine göre kadına aittir. Eğer takılar kendisinden alındıysa, bunu ispatlayan kadın ziynet eşyasını aynen ya da bedelini talep edebilir.
Mal Rejiminden Kaynaklı Alacak ve Haklar:
Mal rejimi, mal tasfiyesidir. Eşlerin evlilik süresi içerisinde edinmiş oldukları taşınır ya da taşınmaz mallar boşanma davası “sonrasında” mal rejiminin tasfiyesine konu olur.
Bu hak ve alacaklar boşanma davası ile birlikte görülemez. Ancak boşanma gerçekleştikten sonra gündeme gelir, ayrı bir dava açılır.
Kadının Kendi Eşyalarını Talep Etme Hakkı:
Taraflar evlenirken, çeyiz adı altında eve pek çok eşya getirmektedir. Boşanma durumunda tarafların getirdiği çeyiz eşyalarını aynen geri isteme hakkı vardır.
Öte yandan kadın kendisine ait eşyaları isteme hakkına da sahiptir.
Dava, “Eşya Alacağı” davası şeklinde görülür. Ve kadın şahsi eşyalarına kavuşabilir.
Ayrı Yaşama Hakkı:
Hakkında boşanma davası açılan kişi ayrı yaşama hakkına sahiptir. Uygulamada bu hak ortak konutta kimin oturacağına karar verilmesi ile ortaya çıkar. Kadın ortak konutta kendisinin yaşamasını talep edebilir. Buna ortak konutun özgülenmesi denir.
Ortak Konutun Özgülenmesini Talep Etme Hakkı:
Ortak konutun kendisine özgülenmesini (Tahsis edilmesini) talep eden kadının isteği yerine gelirse, kendisi ve varsa çocuklar evde kalacak, erkek eş tarafından evden uzaklaştırılmasının önüne geçilecektir.
AİLE İÇİ ŞİDDETE KARŞI KADININ HAKLARI
Aile içi şiddete karşı kadının hakları yukarıda da söz ettiğimiz üzere 6284 sayılı yasa ile belirlenmiştir. Ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine dair kanun ile koruyucu ve önleyici tedbirlerin alınması sağlanmıştır.
Koruyucu tedbirler arasında,
- İşyerinin değiştirilmesi.
- Kişinin evli olması hâlinde müşterek yerleşim yerinden ayrı yerleşim yeri belirlenmesi.
- 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunundaki şartların varlığı hâlinde ve korunan kişinin talebi üzerine tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulması.
- Korunan kişi bakımından hayatî tehlikenin bulunması ve bu tehlikenin önlenmesi için diğer tedbirlerin yeterli olmayacağının anlaşılması hâlinde ve ilgilinin aydınlatılmış rızasına dayalı olarak 27/12/2007 tarihli ve 5726 sayılı Tanık Koruma Kanunu hükümlerine göre kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerinin değiştirilmesi vardır.
Önleyici tedbirler arasında ise¸
- Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması.
- Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi.
- Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması.
- Çocuklarla ilgili daha önce verilmiş bir kişisel ilişki kurma kararı varsa, kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde yapılması, kişisel ilişkinin sınırlanması ya da tümüyle kaldırılması.
- Gerekli görülmesi hâlinde korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hâller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmaması.
- Korunan kişinin şahsi eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemesi.
- Korunan kişiyi iletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız etmemesi.
- Bulundurulması veya taşınmasına kanunen izin verilen silahları kolluğa teslim etmesi.
- Silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesi.
- Korunan kişilerin bulundukları yerlerde alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaması ya da bu maddelerin etkisinde iken korunan kişilere ve bunların bulundukları yerlere yaklaşmaması, bağımlılığının olması hâlinde, hastaneye yatmak dâhil, muayene ve tedavisinin sağlanması.
- Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması ve tedavisinin sağlanması vardır.
ÜCRETSİZ AVUKAT TALEP EDEBİLME HAKKI:
Dava masraflarını ve boşanma avukatının ücretini karşılayamayacak durumda bulunan kadının, bulunduğu ilin Barosuna müracaat ederek kendisine adli yardım kapsamında ücretsiz bir avukat görevlendirilmesini ve bu görevlendirilen avukat aracılığıyla boşanma davasının açılmasını isteme hakkı vardır.
KADINLAR HAKLARINI NASIL KORUYABİLİR?
Kadınların haklarını koruyabilmesinin birincil ve öncelikli yolu haklarının ne olduğunu bilmektir. Her ne kadar kanunların çıktığı andan itibaren herkes tarafından bilindiği kabul edilse de uygulamada durum öyle değildir. Boşanma davası açmadan önce konusunun uzmanı, deneyimli bir boşanma avukatına danışmak ve gerekirse davaya onunla devam etmek kadınların haklarının korumasında ciddi fayda sağlayacaktır.
SIKÇA SORULAN SORULAR:
Boşanma davasını kim açarsa avantajlı olur?
Boşanma davasını kimin açtığı önemli bir husus değildir. Davayı açan “avantajlıdır ya da değildir” şeklinde bir algı varsa da bu doğru değildir. Boşanma davasında önemli olan “Kusur”dur. Kim kusurluysa dezavantajlı odur, kimin kusuru yok veya daha azsa o avantajlıdır.
Boşanma davasında ağır kusurlar nelerdir?
Boşanmadaki ağır kusurlar şunlardır:
- Eşlerden birinin zina yapması
- Eşlerden birinin diğerine karşı pek kötü muamelede bulunması, onur kırıcı davranışta bulunması
- Eşlerden birinin diğerinin hayatına kastetmesi
- Eşlerden birinin kendisini küçük düşürücü bir suç işlemesi, haysiyetsiz yaşam sürmesi
- Eşlerden birinin yaşanılan ortak konutu evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla terk etmesi vb.
Eşlerden birinin diğerine karşı; fiziksel, ekonomik, psikolojik veya cinsel şiddet uygulaması
Kadın boşanma davası açarsa hakları nelerdir 2022?
Boşanma davasını kadın da açsa erkek de açsa kadının hakları aynıdır. Davayı açan kim olursa olsun, kadın, velayet hakkı, nafaka hakkı, ayrı yaşama hakkı, maddi ve manevi tazminat hakkı, boşanma süresince evden uzaklaştırma hakkı vb. haklar sahiptir.