Boşanma davasında tanıklık genel olarak çekişmeli davalar açısından önemlidir. Karşı tarafın kusurlu olduğunu ispatlamaya çalışan ya da kusurlu olmadığını ispatlamaya çalışan taraf kendi tanıklarını getirir ve iddialarını tanıklıklarla temellendirmeye çalışır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre şahitler takdiri deliller arasındadır.
Tanıklık nedir, boşanma davasında kimler tanık olabilir, kimler olamaz, tanıklıktan çekinme hakkı kimlerde vardır, bildirilen tanıklar değiştirilebilir mi, çekişmeli boşanmada tanık şart mı, tanık Türkçe bilmiyorsa ne olur gibi soruların cevabı yazımızda sizleri bekliyor.
BOŞANMA DAVASINDA TANIKLIK
Boşanma davalarında tanıklar, davanın seyrini ve sonucunu değiştiren kişilerdir. Tarafların iddialarının gerçek olup olmadığını, kimin kusurlu kimin kusursuz ya da daha az kusurlu olduğunu beyanları ile ortaya koyarlar ve hakimin görüşlerinin etkileyebilirler.
Tanık delili boşanma davalarında bu nedenle büyük önem taşır. Çünkü boşanma davalarında taraflar karı-koca oldukları ve davaya konu olaylar evlilik yaşamlarına ilişkin olduğu için bu olayların yazılı bir belgeyle ispatı çoğu zaman mümkün değildir. Eşlerin yaşandığını iddia ettikleri olayların, tanıklar tarafından anlatılması ve bir anlamda doğrulanması gerekir.
Örneğin zina sebebiyle açılan bir boşanma davasında davalı zina yapmadığını savunurken, davacı bu iddiasını tanıklarla temellendirip, iddiasını ispatlayabilir. Keza hayata kast ya da kötü davranış sebebiyle açılan davada görgü tanığı statüsündekiler, tanık oldukları kötü davranışlar hakkında bilgi verirlerse davacını alacağı tazminatın miktarında bile belirleyici olabilirler.
Bu davalarda taraflar dışında herkes tanık olabilir ve bildiklerini mahkemeye anlatabilir.
TANIKLIK NEDİR?
Tanıklık nedir sorusunu yanıtlamadan önce tanık nedir konusuna bakmamız gerekir.
Tanık, Türkçe sözlükte “herhangi bir olayı, durumu gören, bilen ya da onunla ilgili bilgisi bulunan kimse.
Bir olayla ilgili olarak gördüğünü, bildiğini anlatan kimse.” olarak tanımlanmaktadır.
Tanıklık ise “Bir kişinin geçmişte yaşanan bir olayla ilgili beş duyusuyla elde ettiği bilgi ve görgüyü “mahkeme huzurunda” anlatmasıdır.
Tanıklıkta anlatılanların mutlak surette doğru olması gerekir, aksi ispatlanırsa yalan beyanda bulunanlar yalancı tanıklıktan ceza ile karşı karşıya kalabilirler.
Boşanma davalarında tanıkların dinlenmesi Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca belirli usul şartlarına bağlanmıştır.
Dava dilekçesinde veya cevap dilekçesinde tanık deliline dayanıldığının mutlaka belirtilmiş olması gerekir.
Eğer dilekçede deliller kısmında tanık beyanlarına dayanıldığı belirtilmemişse tanık dinlenmesi söz konusu olmayacaktır.
Dava dilekçesine karşı yasal süresi içerisinde cevap verilmemişse de davalının tanık dinletmesi mümkün olmaz.
BOŞANMA DAVASINDA KİMLER TANIK OLABİLİR?
Boşanma davasında taraflar dışında, olaylara beş duyu organından biri veya birkaçıyla şahit olmuş, olay hakkında bilgi sahibi olan herkes tanık olabilir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 240/1’e göre de “Davada taraf olmayan kişiler tanık olarak gösterilebilir.”
Bu kişiler arkadaşlar, akrabalar, komşular olabileceği gibi örneğin zina sebebiyle boşanma davasında zinanın varlığını kanıtlayabilecek otel görevlisi, taksi şoförü, restorandaki garson gibi üçüncü kişiler de olabilir.
Tanık mahkemeye davetiye ile çağrılır. Ancak, davetiye gönderilmeden taraflarca hazır bulundurulan tanık da dinlenir. Tanık listesi için kesin süre verildiği ve dinlenme gününün belirlendiği hâllerde, liste verilmemiş olsa dahi taraf, o duruşmada hazır bulundurursa tanıklar dinlenir.
Davetiyenin duruşma gününden en az bir hafta önce tebliğ edilmiş olması gerekir. Acele hâllerde tanığın daha önce gelmesine karar verilebilir.
Tanığı davet, gerektiğinde telefon, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilir. Ancak, davete rağmen gelmemeye bağlanan sonuçlar, bu durumda uygulanmaz.
BOŞANMA DAVASINDA ANNE, BABA, KARDEŞ VS. TANIKLIK YAPABİLİR Mİ?
Boşanma davasında genel kural olarak anne, baba, kardeş dahil olmak üzere herkes tanık olabilmesidir. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda anne, baba, büyükanne, büyükbaba gibi, kendisi veya eşinin alt soy veya üst soyunun tanıklıktan çekinebileceği hükme bağlanmıştır. Anne, baba isterse tanıklık yapmayabilir.
Öte yandan tanıklık, kişinin topluma karşı ödev ve sorumluluklarından birisi olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle tanık olarak gösterilen kişiler mahkemeye gelmek zorundadır. Hukuk
Muhakemeleri Kanunu’nda tanıklık için çağrılan herkesin gelmek zorunda olduğu, geçerli bir sebebi olmaksızın gelmeyen tanıkların zorla getirileceği ve bu kişilere disiplin para cezasına hükmedilebileceği düzenlenmiştir.
BOŞANMA DAVASINDA BİLDİRİLEN TANIKLARI DEĞİŞTİRMEK MÜMKÜN MÜDÜR?
Boşanma davasında bildirilen tanıkları değiştirmek mümkün değildir. Zira tanık listesinin sunulması belirli ve katı kurallara tabi tutulmuştur. Burada en önemli ilkelerden biri “İkinci Tanık Listesi Yasağı”dır.
Yani belirlenen süre içinde tanık listelerini sunduktan sonra artık yeni tanık ya da tanıklar ekleyemez, bu tanıklar yerine başka tanıklar ileri süremezler.
Bu kuralın istisnaları tabii ki vardır.
Tanık listesinde yer alan tüm tanıkların ölmesi ya da tüm tanıkların çekinme hakkını kullanmaları gibi fazlasıyla istisnai durumlarda ikinci tanık listesi verilebilir.
Öte yandan tanığın davada yararının bulunması gibi tanıklığının doğruluğu konusunda kuşkuyu gerektiren sebepler varsa, bunu iki taraftan biri iddia ve ispat edebilir. Ve bu durumda tanığa itiraz edebilir.
HAKİM KENDİLİĞİNDEN TANIK DİNLEYEBİLİR Mİ?
Boşanma davasında tanıklık dendiğinde akla takılan sorulardan biri de hakimin kendiliğinden yanık dinleyip dinleyemeyeceğidir.
Cevabı baştan verip gerekçesini daha sonra belirtelim. Hakim boşanma davasında kendiliğinden tanık dinleyemez.
Bu durumun gerekçesi ise Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 25. Maddesine dayanır.
Madde şöyledir:
1-Kanunda öngörülen istisnalar dışında, hâkim, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz.
2-Kanunla belirtilen durumlar dışında, hâkim, kendiliğinden delil toplayamaz.
Bu iki madde gereği boşanma davalarında tanıklık, bir delil niteliğindedir ve bu nedenle de hakim kendiliğinden tanık dinleyemez.
BOŞANMA DAVASINDA TANIKLIKTAN ÇEKİNME HAKKI
Boşanma davalarında tanık olmak istemeyen, hukuki tanımlama ile tanıklıktan çekinme durumu yaşayanlar olabilir. Böylesi bir durumda kişiler kanunun kendilerine tanıdığı hakkı kullanarak tanıklık yapmaktan kurtulabilirler.
Kanun istisna olarak tanıklık yapmak istemeyenlere bu hakkı tanımıştır. Bu durumda olan kişi veya kişiler ya duruşmaya gelerek çekinme sebebini belirterek ya da dava öncesinde dilekçe sunarak, çekinme sebebini açıkça belirterek tanıklıktan çekinebilir.
Kanun tanıklıktan çekinme sebeplerini de belirlemiştir.
Bu sebepler:
- Kişisel nedenlerle çekinme hakkı
- Sır nedenlerle çekinme hakkı
- Menfaat ihlali nedeniyle çekinme hakkı’dır.
Kişisel nedenlerle çekinme hakkı
Taraflar ile belirli bir kişisel ilişkisi bulunan kişilerin tanıklık yapmama, tanıklıktan çekinme hakları vardır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 248. Maddesine göre bu kişiler;
- Taraflardan birinin eski eşi
- Taraflardan birinin alt soyu veya üstsoyu yani çocukları, torunu veya annesi, babası, büyük babası, büyük annesi
- Taraflardan birinin evlatlığı
- Üçüncü dereceye kadar kan hısımları ile evlilik bağı kalkmış olsa bile kayın hısımları
- Taraflardan birinin koruyucu ailesi veya kendisinin koruyucu ailesi olduğu çocuk ya da çocuklardır.
Sır nedeniyle tanıklıktan çekinme hakkı
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 249. maddesi ise sır nedeniyle tanıklıktan çekinme hakkını düzenler. Bu maddeye en iyi örnek avukatlardır. Müvekkilinin sırrını korumak isteyen avukat tanıklıktan çekinebilir. Ancak sır sahibi tarafından sırrın açıklanmasına izin verildiği takdirde bu kimseler tanıklıktan çekinemeyeceklerdir.
Ama burada karar avukatın kendisindedir. Zira Avukatlık Kanunu’nun 36’ncı maddesindeki müvekkil izin verse dahi, avukatın sır saklama yükümlülüğü nedeniyle tanıklıktan çekinebileceği hükmü saklı tutulmuştur.
Menfaat ihlali tehlikesi nedeniyle tanıklıktan çekinme hakkı
Tanıklık kişinin kendisine veya yakınlarına maddi bir zarar verecek nitelikte ise ya da kişinin şeref veya itibarını ihlal edecek ya da ceza soruşturmasına ya da kovuşturmasına sebebiyet verecek ise de tanıklıktan çekinme hakkı vardır.
Bu durum da HMK’nun 250 maddesinde düzenlenmiştir.
Maddeye göre aşağıdaki durumlarda tanıklıktan çekinilebilir:
- Tanığın beyanı kendisine veya 248’inci maddede yazılı kimselerden birine doğrudan doğruya maddi bir zarar verecekse.
- Tanığın beyanı kendisinin veya 248’inci maddede yazılı kimselerden birinin şeref veya itibarını ihlal edecek ya da ceza soruşturmasına veya kovuşturmasına sebep olacaksa.
- Tanığın beyanı, meslek veya sanatına ait olan sırların ortaya çıkmasına sebebiyet verecekse.
Şahitlikten çekinme hakkına sahip bulunan kişi ya da kişiler dinlenecek olduğu duruşmaya giderek bu hakkını kullanmak istediğini beyan edebilir. Bununla beraber şahit olarak bildirilen kişi, tanıklıktan çekilme hakkını duruşma öncesinde mahkemeye yazılı olarak da bildirebilir.
Mahkeme, duruşmada bulunan tarafları dinledikten sonra tanıklıktan çekinmenin haklı olup olmadığına karar verir.
Ancak belirtilen geçerli sebepler dışında herkes tanıklık yapmak ve adaletin yerine gelmesini sağlamakla yükümlüdür. Ki kamu görevi olarak görülen tanıklık için tanığa cüzi de olsa bir para ödemesi yapılır. Eğer şehir dışından geliyorsa yol masrafları ve ikamet edeceği yerin masrafları da karşılanır.
Öte yandan yasal bir sebep olmadan tanıklıktan çekinen kişi veya kişiler hakkında da müeyyideler vardır. Bu kişiler için 3 ayı geçmemek üzere disiplin hapsine hükmedilebilir. Bu cezalardan sadece tanıklıktan çekinme hakkını kullananlar muaftır.
Yasal bir sebep olmaksızın tanıklıktan veya yeminden çekinen tanık hakkında, bundan doğan giderlere hükmedilmekle beraber, yemininin veya tanıklığının gerçekleştirilmesi için dava hakkında hüküm verilinceye kadar ve her hâlde üç ayı geçmemek üzere disiplin hapsi verilebilir. Kişi, tanıklığa ilişkin yükümlülüğüne uygun davranması halinde, derhâl serbest bırakılır.
Tanıklık için gidilmemesi durumunda ise polis ya da jandarma zoruyla götürülme durumu vardır.
Ancak, tanklıktan çekinmenin de istisnaları vardır.
- Bir hukuki işlemin yapılması sırasında tanık olarak bulundurulmuş olan kimse o işlemin esası ve içeriği hakkında,
- Aile bireylerinin doğum, ölüm veya evlenmelerinden kaynaklanan olaylar hakkında,Aile bireyleri arasında, ailevi ilişkilerden kaynaklanan mali uyuşmazlıklara ilişkin vakıalar hakkında,
- Taraflardan birinin hukuki selefi veya temsilcisi olarak kendisinin yaptığı işler hakkında, tanıklıktan çekinilemez.
ÇEKİŞMELİ BOŞANMADA TANIK ŞART MI?
Bir davanın çekişmeli boşanma olabilmesi için belli şartların oluşması, belli sebeplerin olması gerekmektedir.
Bu sebeplerden bir ya da birkaçı söz konusuysa çekişmeli boşanma davası açılabilir. Tarafların boşanma iddialarına dayandırmak zorunda olduğu bu sebepler zina, hayata kast, kötü davranış, suçlu olmak, haysiyetsiz yaşam sürmek, terk, akıl sağlığının yerinde olmaması ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasıdır.
Bu sebepler aynı zamanda özel boşanma sebepleri olarak da adlandırılır.
- Zina
- Hayata Kast, Kötü Davranış
- Suçlu olmak, haysiyetsiz yaşam sürmek
- Terk
- Akıl Sağlığının Yerinde Olmaması
- Evlilik Birliğinin Temelden Sarsılması
Bu sebeplerle açılacak çekişmeli boşanma davasında tanık şart dersek yanlış söylemiş olmayız.
Çünkü bu davalarda kusur araştırması yapılır ve bu nedenle da davaya konu edilen kusurun ispat edilir olması gerekir. Bu amada devreye tanıklar girmektedir.
Eşe uygulanan şiddeti gören ya da duyan komşular, akrabalar
Zinayı gören ve ispatlayabilecek kişiler
Eşin evi terk ettiğini doğrulayabilecek herhangi birileri
Eşin haysiyetsiz yaşam sürdüğünü beyan edebilecek kişiler
Akıl sağlığının yerinde olmadığını ispatlayabilecek uzman kişilerin hepsi çekişmeli boşanma davasında tanıklık yaparlarsa davacının işini kolaylaştırırlar.
ALDATMA (ZİNA) SEBEBİYLE BOŞANMADA ŞAHİTLİK
Zina sebebiyle açılacak boşanma davasında, zinayı iddia eden tarafın bunu ispatlaması gerekir.
Zira, zina gerekçesiyle açılacak boşanma davasında ispat yükümlülüğü davacıda, yani aldatıldığını öne süren taraftadır.
Bu davalarda çok sayıda delil kullanılabilir:
- Telefon kayıtları,
- Sosyal medya içerikleri
- Mesajlar
- Whats up içerikleri
- Otel kayıtları,
- Banka kayıtları,
- Kamera görüntüleri,
- Fotoğraflar
- Ses kayıtları,
- Kadın olan eşin hamile kalması
- Yolculuk/uçak biletleri
- Kredi kartı ekstreleri
- Ve tabi ki tanık beyanları
Bu delillerin bir ya da birden fazlasının olması durumunda zina ispatlanabilir ve boşanma bu sebeple gerçekleşebilir.
Bu noktada zina sebebiyle boşanma davasında kimler tanık olabilir diye bir soru akla gelebilir.
Zinanın varlığını bilen herkes tanık sandalyesine oturtulabilir.
Örneğin; zina yapan tarafın eşinin aldattığı kişi ile yemek yediği restoranın garsonundan, o akşam orada olan diğer müşterilere, geceyi birlikte geçirdikleri otelin çalışanlarından, bindikleri taksinin şoförüne, birlikte seyahat ettilerse bindikleri uçağın hostesinden, ilişkiyi bilen, iki tarafın arkadaşlarına kadar herkes istenmesi halinde tanıklık etmeye çağırılabilir.
ÇOCUKLAR BOŞANMA DAVASINDA TANIK OLABİLİR Mİ?
Boşanmak isteyen eşlerin müşterek çocukları davada şahitlik yapabilir.
Ancak çocuk ya da çocukların tanıklıktan çekinme hakkı vardır.
BOŞANMA DAVASINDA TANIK GELMEZSE NE OLUR?
Boşanma davasında tanık olarak gösterilen her kimse bu görevini yerine getirmek zorundadır. Eğer tanık gelmezse polis ya da jandarma zoruyla götürülebilir ve para cezasına çarptırılabilir.
BOŞANMA DAVASINDA TANIK OLARAK GÖSTERİLMİŞİM NE YAPMALIYIM?
Boşanma davasında tanık olarak gösterilen kişi olarak, çekinme hakkına sahip olanlardan değilseniz tanıklık yapmak zorundasınız. Mahkemeye gitmemeniz halinde zorla da olsa getirilir, idari para cezasına çarptırılabilirsiniz.
BOŞANMA DAVASINDA TANIKLAR NASIL YEMİN EDER?
Tanığa dinlenmeden önce;
- Gerçeği söylemesinin önemi,
- Gerçeği söylememesi hâlinde yalan tanıklık suçundan dolayı cezalandırılacağı,
- Doğruyu söyleyeceği hususunda yemin edeceği,
- Duruşmada mahkeme başkanı veya hâkimin açık izni olmadan mahkeme salonunu terk edemeyeceği ve gerekirse diğer tanıklarla yüzleştirilebileceği,
anlatılır.
Tanığa, tanıklığın önemi ve sorumlulukları hakkında bilgi de veren hakim tanığa yemin teklif eder.
Yemin tanığın dinlenmesinden önce edilir.
Tanığın yemin edeceğini beyan etmesi üzerine duruşma salonundaki seyirciler dahil herkes ayağa kalkar ve tanığın yemin etmesini sessizce dinlerler.
Mahkeme hakimi tanığa
“Tanık sıfatıyla sorulacak sorulara vereceğiniz cevapların gerçeğe aykırı olmayacağına ve bilginizden hiçbir şey saklamayacağınıza namusunuz, şerefiniz ve kutsal saydığınız bütün inanç ve değerler üzerine yemin ediyor musunuz?”
sorusunu sorar.
Bu soru karşısında tanığın cevap olarak;
“Sorulacak sorulara, hiçbir şey saklamadan doğru cevap vereceğime namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum” demesi yeterlidir.
Bu cevap yeminin yerine getirilmiş olduğunu gösterir.
TANIK DURUŞMADA YEMİN ETMEK ZORUNDA MIDIR?
Tanıklar mahkemede beyanda bulunmadan önce yemin etmeye zorunludurlar. Eğer yemin etmeyeceklerini beyan ederlerse hakim tarafından disiplin para cezasına mahkum edilir ve tekrar dinlenilmek üzere yeni bir duruşma tarihi verilerek bu durum tanığa bildirilir.
Dinlendiği sırada on beş yaşını bitirmemiş olanlar ile yeminin niteliğini ve önemini kavrayamayacak derecede ayırt etme gücüne sahip olmayanların yemin etmesi istenmez ve yemin etmeden dinlenirler.
BOŞANMA DAVASINDA TANIĞIN DİNLENMESİNDEN VAZGEÇİLEBİLİR Mİ?
Boşanma davasında tanığın dinlenmesinden belirli durum ve sebeplerde vazgeçilebilir.
Tanığın ya da tanıkların dinlenmesinden vazgeçildiği karşı tarafa bildirildiğinde, onun da tanığın dinlenmesinden vazgeçilmesine muvafakatinin bulunması halinde bu tanığın dinlenmesinden vazgeçilebilir.
Eğer karşı taraf tanığın dinlenmesinden vazgeçilmesine muvafakat vermezse tanığın dinlenmesi gerekecektir.
Ayrıca karşı tarafça tanığın dinlenmesinden vazgeçilmesine yönelik muvafakatin da yanlış anlaşılmaya mahal vermeyecek şekilde açıkça belirtilmesi gerekmektedir.
HAKİM TÜM TANIKLARIN DİNLEMEK ZORUNDA MIDIR?
Taraflar iddialarının kanıtlanması için çok sayıda tanığı mahkemeye çağırmış olabilirler. Ancak bazen tanıklar aynı olaylara tanıklık yaparlar, aynı şeyleri anlatırlar. Bu durumda hakimde söz konusu iddianın ya da olayın tanık beyanları ile aydınlatıldığı kanaati oluşur. Bu nedenle tanıkların hepsinin dinlenmesinden vazgeçilebilir. Bu husus ara karar ile tutanağa geçirilir. Ve dava devam eder.
YALAN TANIKLIK SUÇU
Yalan tanıklık suçu, görmediği bilmediği bir olay hakkında beyanda bulunanların işlediği bir suçtur. Boşanma davasında taraflardan birinin “iyiliği” olsun diye arkadaşları, dostları akrabaları vb kişiler tarafından yapılabilme olasılığı yüksektir.
Örneğin komşulardan biri görmediği ve bilgisi olmayan bir şiddet olayı ile ilgili olarak “Gördüm, her akşam şiddet uyguluyordu“ diyebilir, zinayı bilmeyen bir başkası zinanın varlığını işaret eden beyanda bulunabilir.
Sonuç olarak bilgisinin olmadığı bir konu ile ilgili beyanda bulunduğu için ortaya çıkan durum yalancı tanıklık suçu olarak tanımlanır.
Yalan Tanıklık Yapanlar Hakkında Hukuki İşlemler
Hâkim, tanığın tanıklığı esnasında yalan söylediği veya menfaat temin ederek tanıklık ettiği hakkında yeterli delil veya emare elde ederse bir tutanak düzenler ve bu tutanağı derhâl
Cumhuriyet başsavcılığına gönderir. Hâkim, tanığın ve suçta ortakları varsa onların tutuklanmasına da karar verebilir ve kovuşturma yapılmak üzere Cumhuriyet başsavcılığına sevk eder.
Ayrıca yalan tanıklık nedeniyle taraflar da savcılığa suç duyurusunda bulunabilir.
TANIK DELİLİNİN HUKUKİ NİTELİĞİ
Öncelikle belirtmek gerekir ki delil niteliği taşıyan tanığın kendisi değil mahkemede huzurundaki beyanıdır. Bu beyanın da delil niteliği taşıyabilmesi için net, doğru, açık ve anlaşılır olması, çelişkiler içermemesi gerekir.
Zira, uygulamada yargılama mahkeme aşamasında “tanık” sıfatıyla dinlenen kişilerin beyanlarında zaman zaman ciddi çelişkiler, boşluklar ve geri dönüşler söz konusu olmaktadır.
Burada önemli olan tanıkların gördükleri ve duyduklarıdır. Tanığın bizzat görmediği veya duymadığı bir olaya ilişkin, taraflardan birinin anlattığını tekrarlaması delil değeri taşımaz.
Olayın olduğu sırada başka yerde olan bir tanığın beyanları kabul görmeyecektir.
Örneğin zinayı görmemiş bu duruma şahit olmamış birinin, diğer taraftan bu konu ile ilgili duyduklarını tekrarlaması, “Mış”, “muş”, yapmış, konuşmuş, gibi beyanlarda bulunması davanın seyrini değiştirmez. Zinayı kanıtlamak isteyen tanık bunu bizzat görmüş olmalıdır, konuşmaları duymuş olmalıdır. Ayrıca tanıklar, şahitlik edecekleri konuları somutlaştırmak zorundadır. Anlatılan olayın uyeri ve zamanını da belirtmelidir.
Bir başka örnek vermek gerekirse, tarafların şiddetli geçimsizlik yaşadığını, alt, üst ya da yan komşu, kavgaları duymaları itibariyle bilebilir. Komşusuna gelen kadın eş şiddet gördüğünü, dayak yediğini, yüzünde, gözünde ya da kolları ile vücudunun herhangi bir bölgesinde oluşan morluklarla ile kanıtlayabilir. Bunu komşusun gösterdiğinde komşunun tanıklığı görgüye dayalı hale gelecektir. Bu durumda tanık komşu, “20 Haziran 2022’de yanıma gelen davacı bir önceki gece ettikleri kavgada eşinin kendisine şiddet uyguladığını söyleyerek morlukları gösterdi. Bu kavgalar sürekli olan kavgalardı. Bağırmaları hepimiz duyuyorduk” şeklinde beyanda bulunabilir.
Öte yandan tanık delilinin hukuki olarak geçerli olabilmesi için mutlaka mahkeme önünde beyan gerekmektedir.
Kollukta dinlenen kişi tanık değil, ancak, bilgi sahibi olan kişidir. Kolluk beyanı tanık beyanı olarak kabul edilemez, tanık beyanı delili, tanığın mahkeme önünde özgür iradesiyle verdiği beyandır.
BOŞANMA DAVASINDA KAÇ TANE TANIK (ŞAHİT) GÖSTERİLEBİLİR?
Boşanma davasında en az 2 tane şahit gösterilmesi gerekirken üst sınır yoktur. Taraflar istedikleri sayıda tanık getirebilir. Ancak sayısal çokluk bir avantaj değildir. Önemli olan tanıkların boşanmayı gerektiren olaylar üzerindeki şahitliğinin hakim üzerinde ne kadar etkili olacağıdır.
BOŞANMA DAVASINDA TANIKLARA NELER SORULACAKTIR?
Dava sırasında hakim tanıklara davanın açılış sebebine göre pek çok soru sorar.
Hakim öncelikle kimlik bilgileri ile adres bilgilerinin öğrenmek istediği tanıklara şu soruları sorabilir:
- Taraflardan biriyle akraba olup olmadığı
- Tarafları nereden tanıdığı
- Hangi olaya ne zaman, nerede, nasıl şahit olduğu,
- Tarafların aynı çatı altında yaşaması ya da evlilik birliğinin devam etme olasılığının bulunup bulunmadığı,
- Tanıklık ücreti talebinin olup olmadığı.
DURUŞMA SÜRECİ
Tanıklar davaya bakan mahkemede dinlenir.
Duruşmada tanık dinlenmeden önce hakkında tanıklık yapacağı olayla ilgili olarak, hâkim tarafından kendisine bilgi verilir ve tanıklık edeceği konulara ilişkin bildiklerini söylemesi istenir.
Tanıklar, hâkim tarafından ayrı ayrı dinlenir ve biri dinlenirken henüz dinlenmemiş olanlar salonda bulunamazlar. Tanıklar gerektiğinde yüzleştirilirler.
Tanık, duruşmada bildiğini sözlü olarak açıklar ve sözü kesilmeden dinlenir. Dinlenilme sırasında, tanık, yazılı notlar kullanamaz. Şu kadar ki, tanık tarihleri ve rakamları tespit etmek veya bazı hususları açıklamak ya da hatırlayabilmek için yazılarına bakmak zorunda olduğunu hâkime söylerse, hâkim derhâl yazılarına bakmasına veya belirleyeceği duruşmada yeniden dinlenmesine karar verebilir.
Hâkim, tanık sözünü bitirdikten sonra, ifade ettiği hususların açıklanması veya tamamlanması amacıyla başka sorular da sorabilir.
Toplu mahkemede başkan, hâkimlerden her birinin tanığa doğrudan doğruya soru sormasına izin verir.
Tanığın sözleri tutanağa yazılarak önünde okunur ve tutanağın altı kendisine imza ettirilir.
Öte yandan duruşma sürecinde tanıklarla ilgili dikkat edilmesi ve önlem alınması gereken bazı detaylar da vardır.
Tanık ağır hasta ise;
Eğer tanık mahkemeye gelemeyecek kadar hasta ise onu mahkemeye getirmek gibi bir durum olmaz. Bu durumda tanığın mahkemede değil bulunduğu yerde dinlenmesi ve beyanının tutanağa geçirilmesi yöntemi izlenebilir.
Mahkeme hakimi tanığın bulunduğu yere gider. Tanığın beyanları tutanağa geçirilir.
Tanık sağır, dilsiz veya farklı bir tür engeli varsa;
Tanık, sağır ve dilsiz olup okuma ve yazmayı biliyorsa, sorular kendisine yazılı olarak bildirilir ve cevapları yazdırılır; okuma ve yazma bilmediği takdirde, hâkim, kendisini işaret dilinden anlayan bilirkişi yardımıyla dinler.
Tanık Türkçe bilmiyorsa;
Tanık Türkçe bilmezse tercümanla dinlenir.
Duruşma sırasında tarafların tanığa müdahale etmesi
Tarafların, tanığın sözünü kesmeleri, söz veya hareketle onu övmeleri veya tahkir etmeleri yasaktır. Buna aykırı davranan taraf veya vekili, hâkimin uyarısına rağmen davranışını devam ettirecek olursa, haklarında işlem yapılır.
SIKÇA SORULAN SORULAR:
Avukat boşanma davasında tanık olabilir mi?
Avukat vekaleten takip etmekte olduğu bir davada taraflara oranla üçüncü kişi konumundadır. Bu nedenle görevi nedeniyle öğrendiği hususlar dışında tanıklık etmek zorundadır. Tanık olarak dinlenilmesinde yasal engel YOKTUR.
Boşanma davalarında kimler şahit olamaz?
Boşanma davalarında anne, baba, çocuk, abla, kardeş, komşular gibi yakınlar dahil herkes şahit olabilir. Ancak tanık olarak dinlenmesi istenen bazı kişilerin tanıklıktan çekine hakkı vardır.
Dava taraflarından birinin; nişanlısı, evlilik bağı ortadan kalkmış olsa bile kendisi ya da eşinin altsoy ile üstsoyu, aralarında evlatlık bağı bulunanlar, üçüncü derece dahil olmak üzere akrabalar, tanıklık yapmaktan çekinebilir.
Ayrıca tanığın mahkemede huzurunda vereceği beyanı, kişisel nedenlerle tanıklıktan çekinme hakkı olan kimselerden birine doğrudan maddi bir zarar verecekse ya da yakınlarından birinin şeref veya itibarını olumsuz etkileyecekse ya da ceza soruşturmasına neden olacaksa tanıklıktan çekinebilir ve şahit olmaz.