Boşanmada mal kaçırma, eylem olarak, genellikle boşanmanın öncesinde gerçekleştirilen bir eylemdir, ancak boşanma sırasında ya da sonrasında yapıldığı da görülür.
Bu eylemde mal varlığından herhangi bir taşınır ya da taşınmaz, mal paylaşımına tabi olmaması için eşlerden biri ya da ikisi tarafından “kaçırılır.”
Amaç para, ev, araba, mücevher gibi ortak malların diğerine ”Yar” olmamasıdır.
Farklı yollarla gerçekleştirilebilen mal kaçırmayı engelleyecek yollar da mevcuttur. Kanun mal kaçırmanın engellenmesini sağlamaya çalışırken, eylem gerçekleşmişse bunun geri alınması da her zaman mümkündür. Örneğin boşanmadan 1 yil önce satılan mallar kötü niyet ve mal kaçırıldığı ispatlanarak diğer eşe geri verilebilir.
Yazımızda konu ile ilgili merak edilen detayları anlatacağız. Mal kaçırma nedir, nasıl engellenir, kişisel mallar nedir, edinilmiş mallar nedir, hangisi satılır veya devredilirse mal kaçırmaya girer gibi soruların yanıtları yazımızda sizleri bekliyor…
BOŞANMADA MAL KAÇIRMA NEDİR?
Cevap vereceğimiz ilk soru “Boşanmada mal kaçırma nedir” sorusu olacak.
Evlilikte eşler arasında malvarlığında da bir tür ortaklık oluştuğu herkesin kabul ettiği bir nokta.
Bu ortaklığa göre evlilik birliği içinde edinilmiş taşınır ya da taşınmaz mallar eşlerin ortak malı sayılır. Boşanma sonrasında bu mallar yasaya uygun olarak eşit bir şekilde paylaştırılır.
Ancak,
Eşlerden birinin ya da ikisinin birden söz konusu bu malların paylaşıma dahil olmaması için kötü niyetli bir şekilde tasarrufta bulunması “Mal kaçırma” tanımına girer. Taraflardan biri söz konusu malı satar, bedelsiz olarak devrederse mal kaçırma gerçekleşmiş olur. Keza malın saklanması veya elden çıkarılması da aynı kapsamdadır.
Eşten mal kaçırılması özellikle uzun sürmüş, bu sürede çok fazla mal edinilmiş evliliklerin sonra ermesinde daha çok görülen bir durumdur.
Eşin arabayı kaçırması, diğer eşten habersiz evi satması ya da bedelsiz devretmesi, birikim parasını birine borç vermesi gibi durumlar eşten mal kaçırmaya örnek olarak gösterilebilir.
BOŞANMADA EŞTEN MAL KAÇIRMA NASIL YAPILIR?
Eşten mal kaçırmanın birden fazla yolu vardır ve herhangi bir malın yarısının boşanacağı kişiye kalmasını istemeyen kişi bu yollardan bir veya birden fazlasını kullanarak mal kaçırabilir.
Eşten mal kaçırma yolları şöyle sıralanabilir:
Henüz boşanma davası açılmadan yani evlilik sürerken taşınır ya da taşınmaz mallar başka kişilere bağışlanabilir, satılabilir veya değerinden çok düşük bedel karşılığında devredilebilir.
Boşanma davası açılmadan önceki 1 yılda karşılıksız kazandırma yapılabilir.
Sahte vekaletname düzenlenip, eş üzerindeki malvarlığı başkasına devredilebilir.
Aile konutunun devri için sahte imza kullanılıp, eş adına başka bir kişiye imza attırılabilir.
Bu işlemler boşanma davası ya da boşanmadan sonra da yapılarak mal kaçırılabilir.
Bu noktada evlilikte kişisel mallar ve edinilmiş mallar kavramlarını da açıklamakta fayda var.
Böylece mal kaçırmaya konu olan ya da olabilecek malların hangileri olduğu da ortaya çıkar.
KİŞİSEL MALLAR
Medeni Kanun’un 220. Maddesinde kişisel malların neler olduğu açıkça belirtilmiştir.
Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya. Bu kapsama günlük hayatta sürekli olarak kullanılan cep telefonu, bilgisayar, kıyafet, saat, mücevher vb eşyalar girmektedir.
Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri (evlenmeden önce alınan ev, araba, birikmiş para, mücevher vb ile kimden kalmış olursa olsun miras yoluyla elde edilen mal varlığı değerleri)
Manevî tazminat alacakları,
Kişisel mallar yerine geçen değerler kişisel mallar içinde sayılmaktadır. Burada eşlerden birinin sahip olduğu malvarlığının satarak ya da takas yaparak elde ettiği bedel ya da yeni elde edilen mal da kişisel maldır.
Kişisel mallar boşanma sonrasında mal paylaşımına dahil değildir, kiminse onundur, alıp gidebilir.
EDİNİLMİŞ MALLAR
Edinilmiş mal Medeni Kanun’un 219’uncu maddesinin birinci fıkrasına göre “Her eşin evlilik birliği süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir.
Bir eşin edinilmiş malları özellikle şunlardır:
- Çalışmasının karşılığı olan edinimler. Bu kapsama maaş, ücret, kar payı, ticari kar, ikramiye, kıdem tazminatı, zirai kazanç, prim,
- vekalet ücreti, bahşiş, ölünceye kadar bakma karşılığı, aylık, haftalık, gündelik veya telif ücreti girmektedir.
- Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler. Bu kapsama emekli maaşı, yaşlılık aylığı, maluliyet aylığı, emekli ikramiyesi, dul ve yetim maaşı girebilir.
- Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar,
- Kişisel mallarının gelirleri,
Edinilmiş malların yerine geçen değerler.
Diğerleri.
Burada dikkat çekmesi gereken ayrıntı kişisel malların gelirleri maddesidir. Miras kalan bir evden alınan kira, tazminatın bankaya yatırılması ile elde edilen faiz gelirleri gibi kazançlar kişisel mal olmaktan çıkıp edinilmiş mal statüsüne girmektedir.
Öte yandan Medeni Kanun’un 229’uncu maddesi edinilmiş mallara eklenecekleri düzenlemiştir. Maddeye göre;
- Eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diğer eşin rızası olmadan, olağan hediyeler dışında yaptığı karşılıksız kazandırmalar,
- Bir eşin mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler edinilmiş mallara eklenir.
EŞTEN MAL KAÇIRMA
Eşten mal kaçırma özellikle çekişmeli boşanma davaları öncesinde çok sık görülen bir durumdur.
Medeni Kanun’un 223. Maddesi kişisel ve edinilmiş malların yönetimi ile ilgilidir. Maddeye göre yasal mal rejimi devam ederken her eş, yasal sınırları içerisinde kişisel malları ile edinilmiş mallarını yönetme, bunlardan yararlanma ve bunlar üzerinde tasarrufta bulunma hakkına sahiptir.
Eş, diğer eşin onayı olmadan da kişisel ve edinilmiş mallar üzerinde tasarruf yetkisine sahiptir, başkasına devredebilir. Ancak bu hakkın kötüye kullanılması durumu da vardır. Kanun kötüye kullanımı engellemek amacıyla bazı hükümler koymuştur. Medeni Kanun’un 229. maddesi gereğince şu değerler katılma alacağına eklenir;
- Eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diğer eşin rızası olmadan, olağan hediyeler dışında yaptığı karşılıksız kazandırmalar,
- Bir eşin mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler.
- Bu tür kazandırma veya devirlere ilişkin uyuşmazlıklarda mahkeme kararı, davanın kendisine ihbar edilmiş olması koşuluyla, kazandırma veya devirden yararlanan üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilir.
BOŞANMADA MAL KAÇIRMANIN ENGELLENMESİ
Boşanmada mal kaçırma engellenebilir veya gerçekleşse bile eskiye çevrilebilir bir durumdur.
Boşanmada mal kaçırmanın engellenebilmesi adına yapılacak birden fazla hukuki imkan vardır. Bunlardan hangisine ne zaman başvurulması gerektiği tamamen yaşanan olayın özelliklerine göre avukat yardımı alınarak belirlenmelidir.
Engellemek için başvurulabilecek yolları şöyle sıralamak mümkündür:
- Ortak yaşanan konutun tapu kaydına aile konutu şerhi konularak 3. kişilere devrinin önüne geçilebilir.
- Aile konutu şerhi konulmamış bile olsa bu taşınmaz satılması durumunda rızası alınmayan eş satışın iptali için dava açabilir.
- Değerinden daha ucuza, daha sonra geri almak şartı gibi anlaşmalı işlemlerde hukuki yarar ve hile ispatlanarak devrin iptali sağlanabilir.
- Boşanma davası açıldığı zaman aynı anda bir mal tasfiyesi davası açılması. Böylece boşanmanın bekletici mesele yapılması ve mallara ihtiyati tedbir konulması sağlanır.
- Ayrıca boşanma davasından sonra hemen mal rejimi tasfiyesi başlatılarak malların kaçırılmasının önüne geçilmesi mümkündür.
- Öte yandan boşanma davası açılmasından 1 yıl önceye kadarki sürede alışılmışın dışında karşılıksız devirler iptal edilebilir ve malların diğer eşin üzerine yapılması sağlanabilir.
- Boşanma davası açılmasından önce geriye doğru herhangi bir süre sınırlaması olmaksızın açıkça mal kaçırma maksadı taşıdığı belli olan devirlerin iptali ve malların geri eşin üzerine yapılması sağlanabilir.
Şimdi konunun biraz daha ayrıntısına değineceğiz:
Boşanma Davasından Önce Mal Kaçırma Durumunda
Boşanma davasından önce mal kaçırma durumunda yapılabilecek olanlar bellidir.
Bu yolların ilki yaşanılan evin satışını ya da devredilmesini engellemeye yönelik bir adım olan aile konutu şerhi koydurmaktır.
Eşlerin ortak yaşamlarını sürdürdükleri konutun satışı, kiralanması, üzerine ipotek konması vs. için malik olmayan diğer eşin rızası gereklidir.
Aile konutu şerhi de “Ailenin devamlı olarak ikametine ayrılmış olan konut üzerinde eşlerin tek başlarına tasarrufta bulunmalarını engelleyen şerh” şeklinde tanımlanabilir.
Tapu kaydına o taşınmaz için aile konutudur şerhi konulursa, o taşınmazın izinsiz devri hukuken engellenmiş olur.
Aile konutu şerhi dava sürecine girmeye gerek olmaksızın satış ve devrin önlenmesini sağlar.
Ayrıca muvazaalı devirden ötürü tasarrufun iptali de sağlanabilir. İşlemin muvazaalı olması demek, sözleşme yapılmış gibi gösterilmesi ama aslında sonuçlarının doğmamasıdır. Durum böyleyse iptal için dava açılabilir. Örneğin bir ev satılmış gibi gösterilir ancak satış yapılmamıştır, sadece eşten kaçırılmıştır. Ancak bu yol ancak mal kaçırıldıktan sonra başvurulabilen bir yoldur.
Boşanma Davası Sırasında Mal Kaçırma Durumunda
Boşanma davası sırasında mal kaçırılmasını önlemenin imkanı daha geniştir ve daha kolaydır.
Bu durumun önüne geçebilmek için öncelik ve ivedilikle mal rejiminin tasfiyesi davası açılmalıdır. (Boşanma davası ile birlikte açılan mal rejimi tasfiyesi davası sadece mal kaçırmanın önüne geçme amacı taşır. Yoksa tasfiye davası boşanma davası sonuçlandıktan sonra açılan bir davadır.)
Dava açıldığında hakim, bu davanın boşanma davası sonuçlanan kadar bekletilmesine karar verir.
Bu durumda da mal paylaşımı davası bekletici mesele ile durdurulmadan hemen önce söz konusu mallar için ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Bu karar tapudaki bütün mallara şerh olarak düşülür ve boşanma sonuçlanıp ardından mal paylaşımı yapılana kadar mal kaçırmanın önüne geçilir.
Boşanma Kararından Sonra Mal Kaçırma Durumunda
Boşanmanın gerçekleşmesi ya da kesinleşmesi ile birlikte artık mal paylaşımı davasının açılmasının önünde engel kalmamış olur.
Bu davada mal kaçırmanın engellenmesi için mallar üzerinde ihtiyati tedbir kararı koydurulabilir. Öte yandan davada denkleştirme yapılacak ve katılma alacağı belirlenecektir.
Bu noktada asıl yapılması gereken mal kaçırmanın engellenmesi değil o ana kadar kaçırılmış olan malların paylaşıma katılmasının sağlanmasıdır.
Yani, boşanma davası açılmadan önceki 1 senelik süreçte karşılıksız olarak yapılan devirlerin iptali sağlanabilir. Eğer taşınmaz satılmış gibi gösterilmişse, herhangi bir yakına devredilmişse bu da ispatlanıp iptal ettirilebilir.
Ayrıca geçmişe doğru süre süre sınırı olmadan mal kaçırma maksadı taşıyan devirler araştırılır.
Bulunursa bunların da iptal edilip mal paylaşımına dahil edilmesi gerçekleştirilebilir.
Yani aslında işin kolay tarafı önlemleri almak ve mal kaçırılmasını engellemektir. Kaçırma gerçekleştikten sonra süreç biraz daha zor ve zahmetli hale gelmektedir.
Evlilik Sözleşmesi ve Mal Kaçırmanın Önlenmesi
Boşanmada mal kaçırma gibi sorunlar yaşamak istemeyenler bunu evlenirken, evlilik sözleşmesi yaparak garanti altına almaya çalışabilirler. Sözleşmede taraflar mal paylaşımı, satış, devir gibi konuları şartlara bağlarlar. Ama bu durumda bile kaçırmalar söz konusu olabilir.
Eşten Mal Kaçırma Davasında Zamanaşımı
İstendiği zaman koydurulabilen aile konutu şerhi konulmadığı zamanlarda eşin rızası olmaksızın satış yapılması halinde ve diğer hallerde açılacak olan tapu iptal ve tescil davası için herhangi bir hak düşürücü süre yoktur. Dava istenen zamanda açılabilir.
Boşanma davası süresince herhangi bir zamanda mal paylaşımı davası açılarak ihtiyati tedbir talep edilebilir. Bunun için de bir süre yoktur. Ancak çok acil olan durumlarda önce ihtiyati tedbir kararı aldırılıp sonra dava açılabilir. Bu durumda 15 gün içerisinde dava açılmalıdır aksi halde ihtiyati tedbir kararı kalkar ve malların devri sağlanabilir.
Boşanmadan sonra mal paylaşımı davası açabilmek içinse 10 yıllık hak düşürücü süre söz vardır.
Mal Kaçırmanın Engellenmesinde Görevli Mahkeme
Mal kaçırmanın engellenmesi ile ilgili açılacak davalarda görevli mahkeme Aile mahkemesi, aile mahkemesinin olmadığı yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemesi’dir.
İstisnalar da vardır tabii. Örneğin aile konutu şerhi koydurma Tapu müdürlüklerinde yapılır. Mahkemenin devreye girebilmesi için tapunun reddetmiş olması gerekir.
Boşanma Davasında Mal Kaçırma Cezası
Türk Ceza Kanunu’nda eşten mal kaçırmanın cezası yoktur. Ancak malın kaçırılması aşamasında TCK’da suç kabul edilen fiiller işlenmiş olabilir. Örneğin boşanma davasında mal kaçırma cezasının ortaya çıkması için karşı tarafın dolandırılarak bunu yapılması gerekir. Yine sahte vekaletname ile satış yapılması evrakta sahtecilik suçunun işlenmesi ile ortaya çıkar. Bu da TCK’ya göre suçtur. Ayrıca, tehdit, şantaj, cana kast gibi eylemler sonucunda gerçekleşen mal kaçırmalarda izlenen yöntem nedeniyle ceza söz konusu olacaktır.
Mal Kaçırmanın Engellenmesi Konusunda Avukat Desteği
Mal kaçırmanın engellenmesi konusunda işinin uzmanı bir avukatla çalışmak tarafların yararına olacaktır. Zira, kişilerin izlenecek yolları öğrenmesi, hangi adımın atılması gerektiğini bilmeleri hak kayıplarının önüne geçilmesini sağlayacaktır.
Hangi aşamada ihtiyati tedbir kararı koydurulabileceğini, ne zaman mal paylaşımı davası açılması gerektiğini bilen birinin hakkını koruması elbette ki daha kolay olacaktır.
BOŞANMADA MAL KAÇIRMA YARGITAY KARARLARI
Boşanmada mal kaçırma ile ilgili Yargıtay’da alınmış emsal kararlar vardır. Bu kararlardan bazıları şöyledir:
Türk Medeni Kanunun 229/2. maddesine göre; eşlerden birinin mal rejiminin devamı süresince diğerinin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler, tasfiyede edinilmiş mallara eklenecek değer olarak dikkate alınabilir. Yapılan devrin katılma alacağını azaltmak amacıyla yapıldığı sabit olsa bile; tasfiyede bedeli hesaba katılacağından; tapunun iptal ve tesciline karar verilemez. Bu yön nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. (Yargıtay 2. H.D. 2010/16339 E, 2010/17563 K)
Davacı, davalılardan Hakan’ın hükmedilecek tazminatı ödememek amacıyla dava konusu edilen taşınmazların danışıklı olarak davalıya devredildiği iddiası ile eldeki bu davayı açmıştır.
Davacının bu davayı açmaktaki amacı, açtığı dava sonucu hak kazanacağı alacağını alabilmeye yönelik olarak, danışıklı olduğunu ileri sürdükleri hukuki işlemlerin kendisi yönünden geçersizliğini sağlamaktır. Yargılama sonunda davaya konu edilen satışın danışıklı olduğunun kanıtlanması halinde davacı, satışa konu edilen maldan da alacağın tahsili için yararlanabilecektir. Ancak, davacının bu hakkı ayni değil şahsi sonuç doğuracağından, danışıklı işlemin kanıtlanması durumunda tapunun iptaline değil, İcra ve iflas Yasasının 283/1. maddesi gereğince, iptal ve tescile gerek olmaksızın taşınmazın haciz ve satışına karar verilecektir. Bu davada güdülen amaç da bu olduğundan, davacının karşılanması gereken bir alacağı bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekir. Bunun için de davacının açtığı boşanma ve tazminat davasının sonucu beklenilmeli ve ona göre karar verilmelidir. (Yargıtay 4. HD. 2005/8923E, 2005/8209 K, 14.07.2005)
“…Tasfiyeye konu her iki taşınmazın da, boşanma dava tarihinden yaklaşık 5,5 ay önce 15.11.2011 tarihinde aynı gün davalı eşin kardeşi olan diğer davalı …’ye tapuda satış yoluyla devredildiği anlaşıldığına göre, yapılan devirlerin davacının katılma alacağını azaltma kastıyla yapıldığının kabulü gerekir…” (Yargıtay 8. HD. E. 2016/14281 K. 2018/17838 T. 24.10.2018)
“…Taraflar, …15.02.2011 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne dair hükmün kesinleşmesiyle boşanmışlardır…Davalı erkeğin evliliğin devamı sırasında 17.12.2009 tarihinde bankada hesap açılarak 50.802 TL yatırdığı, 10.05.2010 tarihinde ise 61.499 TL. olarak davalı tarafından çekildiği anlaşılmaktadır. Kural olarak, boşanma davasının açıldığı tarihte eşlerin mevcut malları (TMK. 235 m.) göz önüne alınarak tasfiyeye tabi tutulacağı kabul edilmekte ise de, bu tarihten önceki 1 yıl içerisinde elden çıkarılan malların da tasfiyede gözetileceği öngörülmektedir… Bu itibarla banka hesabına dair hesap açma sözleşmesi vb. kayıt ve belgelerin ilgili bankadan getirtilmesi, tarafların gösterdiği delillerin eksiksiz olarak toplanması, ondan sonra elde edilecek sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.” (Yargıtay 8. HD. E. 2014/1703 K. 2015/7288 T. 31.3.2015)
“… 34 J.K 36 plakalı araç da … mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihinden yaklaşık 2 yıl önce … tarihinde satılmıştır. Satılan araçlar mal rejiminin sona erme tarihinden uzunca bir süre önce elde çıkarılmış olup satış bedelinin mevcut olduğu veya araçların TMK 229. Maddesi koşullarında elden çıkarıldığı da kanıtlanamadığından tasfiyede göz önünde bulundurulmaması gerekir…” (Yargıtay 8. HD. E. 2015/6194 K. 2016/15818 T. 21.11.2016)