Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

BOŞANMA DAVASI AÇMA NEDENLERİ

Boşanma davası açma nedenleri, boşanmanın gerçekleşmesi için mutlaka olması ve ispatlanması gereken sebeplerdir. Kişiler keyfi bir şekilde, sadece istedikleri için boşanamazlar.

Medeni Kanun’a göre tarafların evliliklerini sona erdirebilmesi için geçerli sebeplere ihtiyacı vardır. Ancak bu sebeplerin varlığı ve hakimin karar vermesi sonucunda boşanma gerçekleşebilir.

Bu yazımızda anlaşmalı ve çekişmeli boşanma davası açma sebeplerini ayrıntılı bir şekilde irdeleyeceğiz.

BOŞANMA DAVASI AÇMA NEDENLERİ

Yukarıda da söz ettiğimiz üzere boşanma davası açılabilmesi için tarafların geçerli nedenleri olmalıdır.
Bu sebepler genel boşanma sebepleri ve özel boşanma sebepleri olarak ikiye ayrılır.

Genel boşanma davası açma nedenleri arasında:

  • Güven sarsıcı davranışlar,
  • Eşini sevmediğini beyan etme,
  • Cinsel ilişkiden kaçınma,
  • Eşi doğal olmayan yoldan cinsel birleşmeye zorlama,
  • Eşlerin aile bireylerine kötü davranması ve hakaret etmesi,
  • Aşırı borçlanma sebebi ile icra takibine maruz kalma gibi sebepler yer almaktadır.

Özel boşanma dava açma nedenleri arasında ise:

  • Zina veya aldatma
  • Terk
  • Suç işleme ve haysiyetsiz bir hayat sürme
  • Hayata kast, kötü veya onur kırıcı davranışlar
  • Akıl hastalığı gibi sebepler vardır.

Özel boşanma davası açma nedenleri aynı zamanda çekişmeli boşanma davası açma sebepleri olarak kabul edilir.

Bu sebeplerden biri veya birkaçı boşanma için yeterli sayılacaktır.

Bu noktada sadece şu açıklamayı yapmakta fayda vardır. Özel boşanma davası açma nedenleriyle boşanma davası açılmışsa, davacı, karşı tarafın kusurlu olup olmadığını ispatlamak zorunda değildir. Sadece özel bir boşanma sebebi olduğunu ispatlaması yeterlidir.

Genel boşanma sebeplerinde ise taraflar birbirinin kusurlu olduğunu ispatlamakla yükümlüdür.

ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASI NEDİR? NASIL AÇILIR?

Anlaşmalı boşanma davası Medeni Kanun’un 166. maddesinde düzenlenmiştir.

Buna göre, anlaşmalı boşanma davası, boşanmak isteyen tarafların kendi aralarında nafaka, mal paylaşımı, varsa ortak çocuğun velayeti gibi konularda anlaşmaları ve bunu bir protokol çerçevesinde düzenlemeleri ile açılan dava türüdür. Boşanmak için mahkemeye başvuran çiftler arasında en azından bu konuda tam bir uyum vardır.

Anlaşmalı boşanma davası açma nedenleri arasında ilk sırada evlilik birliğinin temelinden sarsılması vardır. Bu tip boşanmalarda taraflar gerekli hususlarda anlaşmışlar ise artık evliliğin sürdürülmesinin manasız olduğunu kabul eder.

Burada çiftlerden biri diğerinin açtığı davayı ve şartlarını kabul etmektedir.
Anlaşmalı boşanmanın gerçekleşmesi evliliğin en az 1 yıl sürmüş olması şartıdır.

Eşlerin birlikte başvurması, bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi de gerekir.

Diğer önemli ve olması gereken şart ise tarafların boşanmanın sonuçları hakkında tam bir fikir birliği içinde olmalarıdır. Burada mal ve eşya paylaşımı, nafaka, tazminat, çocukların velayeti gibi konular vardır.

Mahkeme tarafları birlikte dinlemeli ve hakim tarafların iradelerini serbestçe açıkladığına kanaat getirmelidir.

Bu şartlar varsa, taraflar, Aile Mahkemesi’nde, bulundukları yerde aile mahkemesi yoksa da asliye hukuk mahkemesinde anlaşmalı boşanma davası açabilirler.

Anlaşmalı boşanma davası eşlerden biri veya ikisinin beraber, anlaşmalı dava dilekçesinin adliyede tevzi bürosuna başvurulmasıyla açılır. Anlaşma protokolünün de dilekçeye eklenmesi gerekir. Hesaplanan harç ve giderler ödenir. Böylece boşanma süreci başlamış olur.

ÇEKİŞMELİ BOŞANMA DAVASI VE SEBEPLERİ

Eşlerin boşanma, nafaka, tazminat, mal paylaşımı, varsa çocukların velayeti gibi konularda anlaşamayıp bu konularda çözümü mahkemeden bekledikleri dava türü çekişmeli boşanma davasıdır. Bu davaların pek çok nedeni vardır.

Çekişmeli boşanma davası açma sebepleri şöyle sıralanabilir:

  • Zina (Aldatma)
  • Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış
  • Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme
  • Terk
  • Akıl Hastalığı

ZİNA (ALDATMA) NEDENİYLE ÇEKİŞMELİ BOŞANMA DAVASI

Zina nedeniyle boşanma davası; eşlerden birinin, evlilik birliği devam ederken diğer eşi aldatması sebebiyle aile mahkemesinde açılan bir dava türüdür.

Zina, evli bir kişinin eşi dışında bir başka kişiyle cinsel ilişki sürdürmesidir. Davacının zinayı /aldatmayı ispatlaması durumunda mahkeme diğer kusurlara bakmadan boşanma kararı verir.

Eşlerden biri, kadın ya da erkek fark etmez diğerini aldatırsa, aldatıldığını öğrenen ve ispatlayan eş öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde dava açabilir. Zina davasının açılabilmesi için bir başkasıyla cinsel birliktelik olması ve bunun ispatlanması şarttır.

HAYATA KAST, PEK KÖTÜ VEYA ONUR KIRICI DAVRANIŞ NEDENLERİ İLE BOŞANMA DAVASI

Boşanma davası açma nedenleri arasında önemli bir yeri olan hayata kast, bir eşin diğer eşin yaşam hakkına karşı yönelik kasıtlı fiillerinin tamamını kapsar. Burada önemli olan kasıtlı bir hareket ile öldürme iradesinin ortaya konmasıdır.

Eşe eziyet veren, acı çektiren bedeni ve ruhsal sağlığını bozan davranışlar ise pek kötü muamele olarak tanımlanır. Bu madde biraz daha subjektiftir. Hangi eylemin pek kötü muamele olduğunu olayın özelliklerine göre hakim takdir eder. Dövme, aç susuz bırakma, işkence etme, bir yere kapatma, bilinçli olarak bulaşıcı hastalık bulaştırma, işkence etme fiilleri Yargıtay kararlarında pek kötü muamele olarak kabul edilmiştir.

Onur kırıcı davranış ise eşi, toplum karşısında aşağılama, küçük düşürme, hakarette bulunma ve küfretme şeklinde olarak ortaya çıkar. Ancak bu davranışın boşanma sebebi olabilmesi için “Ağır derecede onur kırıcı” olması gerekir. Eleştiri ya da şaka olarak söylenen söz veya yapılan davranışlar bu tanıma girmezler.

SUÇ İŞLEME VE HAYSİYETSİZ HAYAT SÜRME SEBEPLERİ İLE BOŞANMA DAVASI

Medeni Kanun’un 163. Maddesinde düzenlenen bu sebebe göre eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman çekişmeli boşanma davası açabilir.

Toplum nazarında kişiyi utandıran, aşağılayan ve yüz kızartan suçlar küçük düşürücü suç olarak tanımlanır. Hırsızlık, uyuşturucu madde kullanmak ve ticaretini yapmak, rüşvet almak vermek, dolandırıcılık, irtikap gibi suçlar yüz kızartıcı suçlar kapsamındadır.

Haysiyetsiz hayat sürmeyi boşanma sebebi yapabilmek için öncelikle bu yaşamın bir sürekliliğinin olması gerekir. En bilinen türleri ayyaşlık ve kumarbaz olmaktır.

Toplumun namus, şeref ve itibar değerlerine aykırılık olması ve bunun süreklilik arz etmesi gerekmektedir.

TERK SEBEBİYLE ÇEKİŞMELİ BOŞANMA DAVASI

Terk sebebiyle boşanma davası açabilmenin de belli başlı bazı şartları vardır.

Medeni Kanun’un 164’üncü maddesi bu şartları düzenler.
Buna göre,

  • Eşlerden birinin evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla ortak konutu terk etmesi,
  • Başka bir sebep ile ortak konutta bulunmayan eşin haklı bir sebebi olmadan ortak konuta dönmemesi,
  • Eşlerden birinin diğerini ortak konutu terk etmeye zorlaması,
  • Eşlerden birinin, diğer eşin ortak konuta dönmesini engellemesi,
  • Terkin en az 6 ay sürmüş olması,
  • Terk eden eşe dönmesi için ihtarname gönderilmesi,
  • Terk eden eşin ihtara rağmen dönmemesi gerekir.

Bu durumda terk edilen taraf çekişmeli boşanma davası açabilir.

AKIL HASTALIĞI SEBEBİYLE ÇEKİŞMELİ BOŞANMA DAVASI

Medeni Kanun’un 165’inci maddesine göre “Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir.”

Ancak dava açılabilmesi için akıl hastalığının evlilik dahilinde ortaya çıkması gerekmektedir.

Ayrıca akıl hastalığının resmi kurumlar tarafından belirlenmesi gerekir.

Bu dava hasta olan tarafa kusur atfedilemeyeceği için genel boşanma sebeplerine dayanılarak açılamaz. Akıl hastalığı sebebi ile açılacak boşanma davası ancak özel boşanma sebeplerine dayanılarak açılabilir.

Öte yandan evlilik birliğinin temelden sarsılması da çekişmeli boşanmaya neden olabilir.

Evlilik birliğini temelinden sarsan konular kanunda yer almaz. Ancak konu içtihatlarla şekillenmiştir. Buna göre,

  • Güven sarsıcı davranışlar,
  • Cinsel ilişkiden kaçınma,
  • Eşi doğal olmayan yoldan cinsel birleşmeye zorlama,
  • Eşlerin aile bireylerine kötü davranması ve hakaret etmesi,
  • Aşırı borçlanma sebebi ile icra takibine maruz kalma,
  • Eşini sevmediğini beyan etme,
  • Eşinin bağımsız konut isteğine duyarsız kalma,
  • Eşin ev işlerini yapmaktan kaçınması,
  • Eşlerin çocuklarının bakımı, eğitimi vs. ilgilenmemesi,
  • Evlilik sırlarının başkalarına anlatılması,
  • Eşin ahlaksızlıkla itham edilmesi gibi durumlar

Yargıtay tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açtıkları gerekçesiyle boşanma kararı verilmesi gerektiği kabul edilen bazı durumlardır.

BOŞANMA DAVASINDA YETKİLİ MAHKEME

Medeni Kanun’un 168. maddesine göre boşanma davasında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.

BOŞANMA DAVASINDA MAL PAYLAŞIMI

Çiftler evlilik birliğini sona erdirme aşamasına geldilerse, evlilikleri süresince edinilmiş malların paylaşımını da isterler. Genel uygulama evlilik birliği içinde edinilmiş malların eşit şekilde paylaşımıdır ancak bu her zaman mümkün olmayabilir. Bu durumda mal paylaşımı davası açılır.

Bu dava boşanma davası ile birlikte açılamaz. Taraflar davayı ancak anlaşmalı ya da çekişmeli boşanma davası sonrasında açabilirler.

Mal paylaşımının nasıl olacağı 1.1.2002 tarihli Medeni Kanun’da belirlenmiştir. Kanuna göre evlilik birliği içinde edinilmiş mallar yarı yarıya paylaşılır. Evlilik öncesindeki mallar ise kimin üzerine kayıtlıysa onundur. Mal paylaşımı davasına konu olamazlar.

Mal paylaşımı Medeni Kanun’daki hükümler belirlenmeden önce ise alınan mallar kimin üzerine kayıtlıysa mal ona ait sayılacak şekildeydi. Çünkü 01.01.2002 tarihinden önce yürürlükte olan Medeni Kanun, eşler arasında yasal olarak Mal Ayrılığı Rejiminin geçerli olduğunu kabul ediyordu.

2002 yılı itibariyle ise “Edinilmiş mallara katılma rejimi” kabul edilmiş, evlilikte edinilen malların eşlerin ortak ve eşit sahipliğinde olduğu hükme bağlanmıştır. Yani boşanma durumunda eğer farklı bir mal rejimi seçilmediyse yarı yarıya paylaşım söz konusu olacaktır.

Evlilikte herhangi bir sözleşme vs yapılmadıysa eşler edinilmiş mallara katılma rejimini kabul etmiş olurlar.

İSTANBUL BOŞANMA DAVASI AVUKATLIK HİZMETİ

Son derece geniş kapsamlı olan ve bazen farklı hukuk dallarının uzmanlığını da isteyen boşanma davalarınız için İstanbul’da deneyimli ve konusunda uzmanlaşmış boşanma avukatı bulmak isteyebilirsiniz.

Son yıllarda İstanbul gibi büyük kentlerde, evliliklerin olduğu kadar boşanmaların da artması ve konuların daha da karmaşık hale gelmesi nedeniyle boşanma avukatlarına duyulan ihtiyaç da artmıştır.

İstanbul boşanma davası avukatı, ihtiyacınız olması halinde nafaka, mal paylaşımı, velayet, tazminat davalarında uzmanlığını sizin kullanacaktır.

BOŞANMA DAVASI AVUKAT ÜCRETLERİ

Boşanma davası avukatlık ücretleri ne kadardır sorusu en az boşanma davası nasıl açılır kadar sorusu kadar çok sorulan bir sorudur.
Boşanma davası avukat ücretleri tamamen müvekkil ile avukat arasındaki anlaşmaya bağlıdır. Davanın niteliği de boşanma avukat ücretlerine etki eder.

Tamamen davanın niteliğine ve avukat-müvekkil arasındaki anlaşmaya bağlı bir durumdur.
Çekişmeli boşanma davasında bu rakam genellikle asgari ücretin üzerindedir. Hatta üst sınır yoktur.

BİZE ULAŞIN

Aile hukuku alanında ve boşanma davalarınızda, her türlü sorununuzda hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.

İster çekişmeli ister anlaşmalı boşanma davalarınızda boşanma avukatı hizmeti almak, sorununuzun gerçekçi bir değerlendirmesi ve çözüm yolları için bize başvurabilirsiniz.

Yorum yaz

Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.
Gizlilik Politikası