Boşanmanın sebepleri, dava açmak isteyen çiftlerin bilgi sahibi olmak istediği bir konudur.
Dava açma nedenleri sayısızdır. Boşanmak isteyen çiftler illaki bunun için sebepler bulur ancak bu sebeplerin hukuken de kabul görmesi gerekir.
Boşanmak için Aile mahkemesine başvuran kadın ya da erkek için “Özel” ve Genel” boşanma sebeplerinden biri veya birden fazlası söz konusu ise bu sebepleri ileri sürerek hakimden boşanmayı talep edebilir.
Bu yazımızda boşanmanın sebeplerine eğileceğiz. Boşanmak için hangi sebepler geçerlidir, hangi sebepler özel, hangileri geneldir gibi soruların yanıtlarını vereceğiz.
BOŞANMANIN SEBEPLERİ NELERDİR?
Boşanmanın sebepleri konusunu detaylı bir şekilde anlatmadan önce boşanmayı kısaca tanımlamak gerekir.
Boşanma, evliliğin yasal olarak sona ermesi olarak tanımlanır. Burada sona erme işlemi mahkemeler tarafında gerçekleştirilmektedir.
Evlilik birliğinin bozulması için geçerli sebeplere ihtiyaç vardır. Kişiler evliliği keyfi bir şekilde sona erdiremezler. Ancak geçerli sebeplerin olması halinde boşanma gerçekleşir.
Gelelim boşanmanın sebepleri nelerdir sorusunun cevabına…
Bu sebepler genel boşanma sebepleri ve özel boşanma sebepleri olarak ikiye ayrılır.
Özel boşanma sebepleri aynı zamanda çekişmeli boşanma davası açma sebepleri olarak kabul edilir.
Bu sebeplerden biri veya birkaçı boşanma için yeterli sayılacaktır.
Özel boşanma sebepleri nedeniyle boşanma davası açılmışsa, davacı, karşı tarafın kusurlu olup olmadığını ispatlamak zorunda değildir. Sadece özel bir boşanma sebebi olduğunu ispatlaması yeterlidir.
Genel boşanma sebeplerinde ise taraflar birbirinin kusurlu olduğunu ispatlamakla yükümlüdür.
ÖZEL BOŞANMA NEDENLERİ
Boşanmanın sebepleri arasında geniş bir yer tutan özel boşanma sebepleri adı üzerinde her evliliğe göre değişen “Özel” sebeplerdir.
Bu nedenler arasında;
- Zina veya aldatma
- Terk
- Suç işleme ve haysiyetsiz bir hayat sürme
- Hayata kast, kötü veya onur kırıcı davranışlar
- Akıl hastalığı gibi sebepler vardır.
Zina
Aldatma (zina) nedeniyle boşanma davası; eşlerden birinin, evlilik birliği devam ederken diğer eşi aldatması sebebiyle aile mahkemesinde açılan bir dava türüdür.
Zina, evli bir kişinin eşi dışında bir başka kişiyle cinsel ilişki sürdürmesidir. Davacının zinayı /aldatmayı ispatlaması durumunda mahkeme diğer kusurlara bakmadan boşanma kararı verir.
Eşlerden biri, kadın ya da erkek fark etmez diğerini aldatırsa, aldatıldığını öğrenen ve ispatlayan eş öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde dava açabilir. Zina davasının açılabilmesi için bir başkasıyla cinsel birliktelik olması şarttır.
Zina, boşanmanın sebepleri arasında ciddi payı olan bir sebeptir.
Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış
Hayata kast bir eşin diğer eşin yaşam hakkına karşı yönelik kasıtlı fiillerinin tamamını kapsar.
Burada önemli olan kasıtlı bir hareket ile öldürme iradesinin ortaya konmasıdır.
Eşe eziyet veren, acı çektiren bedeni ve ruhsal sağlığını bozan davranışlar ise pek kötü muamele olarak tanımlanır. Bu madde biraz daha subjektiftir. Hangi eylemin pek kötü muamele olduğunu olayın özelliklerine göre hakim takdir eder. Dövme, aç susuz bırakma, işkence etme, bir yere kapatma, bilinçli olarak bulaşıcı hastalık bulaştırma, işkence etme fiilleri Yargıtay kararlarında pek kötü muamele olarak kabul edilmiştir.
Onur kırıcı davranış ise eşi, toplum karşısında aşağılama, küçük düşürme, hakarette bulunma ve küfretme şeklinde olarak ortaya çıkar. Ancak bu davranışın boşanma sebebi olabilmesi için “Ağır derecede onur kırıcı” olması gerekir. Eleştiri ya da şaka olarak söylenen söz veya yapılan davranışlar bu tanıma girmez ama hayata kast ve onur kırıcı davranış boşanmanın sebepleri arasında önemli bir yer tutar.
Suç işleme veya haysiyetsiz hayat sürme
Medeni Kanun’un 163. Maddesinde düzenlenen bu sebebe göre eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman çekişmeli boşanma davası açabilir.
Toplum nazarında kişiyi utandıran, aşağılayan ve yüz kızartan suçlar küçük düşürücü suç olarak tanımlanır. Hırsızlık, uyuşturucu madde kullanmak ve ticaretini yapmak, rüşvet almak vermek, dolandırıcılık, irtikap gibi suçlar yüz kızartıcı suçlar kapsamındadır.
Haysiyetsiz hayat sürmeyi boşanma sebebi yapabilmek için öncelikle bu yaşamın bir sürekliliğinin olması gerekir. En bilinen türleri ayyaşlık ve kumarbaz olmaktır.
Toplumun namus, şeref ve itibar değerlerine aykırılık olması ve bunun süreklilik arz etmesi gerekmektedir.
Terk
Boşanmanın sebepleri arasında terk varsa bu sebeple dava açabilmenin de belli başlı bazı şartları vardır.
Medeni Kanun’un 164’üncü maddesi bu şartları düzenler.
Buna göre,
- Eşlerden birinin evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla ortak konutu terk etmesi,
- Başka bir sebep ile ortak konutta bulunmayan eşin haklı bir sebebi olmadan ortak konuta dönmemesi,
- Eşlerden birinin diğerini ortak konutu terk etmeye zorlaması,
- Eşlerden birinin, diğer eşin ortak konuta dönmesini engellemesi,
- Terkin en az 6 ay sürmüş olması,
- Terk eden eşe dönmesi için ihtarname gönderilmesi,
- Terk eden eşin ihtara rağmen dönmemesi gerekir.
Bu durumda terk edilen taraf çekişmeli boşanma davası açabilir.
Akıl hastalığı
Medeni Kanun’un 165’inci maddesine göre “Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir.”
Ancak dava açılabilmesi için akıl hastalığının evlilik dahilinde ortaya çıkması gerekmektedir. Ayrıca akıl hastalığının resmi kurumlar tarafından belirlenmesi gerekir.
Bu dava hasta olan tarafa kusur atfedilemeyeceği için genel boşanma sebeplerine dayanılarak açılamaz. Akıl hastalığı sebebi ile açılacak boşanma davası ancak özel boşanma sebeplerine dayanılarak açılabilir.
GENEL BOŞANMA NEDENLERİ
Genel boşanma sebepleri de adı üzerinde “Genel”dir. Herkes için geçerli olabilecek sebeplerdir.
Boşanmanın sebepleri “Genel” sebeplerdense oldukça fazla nedenden söz edilebilir.
Bu nedenler kültürel dini, sosyal, ekonomik farklılıklara dayanabilir.
Bu sebepler arasında evlilik birliğinin temelinden sarsılması, eşlerin anlaşması ve ortak hayatın yeniden kurulamaması gelmektedir.
Evlilik birliğinin sarsılması
Evlilik birliğini temelinden sarsan konular kanunda yer almaz. Ama konu içtihatlarla şekillenmiştir.
- Güven sarsıcı davranışlar,
- Cinsel ilişkiden kaçınma,
- Eşi doğal olmayan yoldan cinsel birleşmeye zorlama,
- Eşlerin aile bireylerine kötü davranması ve hakaret etmesi,
- Aşırı borçlanma sebebi ile icra takibine maruz kalma,
- Eşini sevmediğini beyan etme,
- Eşinin bağımsız konut isteğine duyarsız kalma,
- Eşin ev işlerini yapmaktan kaçınması,
- Eşlerin çocuklarının bakımı, eğitimi vs. ilgilenmemesi,
- Evlilik sırlarının başkalarına anlatılması,
- Eşin ahlaksızlıkla itham edilmesi gibi durumlar
Yargıtay tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açtıkları gerekçesiyle boşanma kararı verilmesi gerektiği kabul edilen bazı durumladır.
Eşlerin anlaşması
Eşlerin anlaşması evliliği sona erdiren genel boşanma sebeplerinden bir diğeridir.
Boşanmanın sebepleri arasında eşlerin anlaşması varsa; evliliğin en az 1 yıldır devam etmiş olması, tarafların serbest iradeleri ile bu kararı vermiş olması, boşanmanın mali sonuçları ve müşterek çocuk ile ilgili konularda tam bir anlaşma gerekir.
Ortak hayatın yeniden kurulamaması
Medeni Kanun’un 164’üncü maddesinin 4. fıkrasına göre “Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan dava reddedilmiş ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.”
Burada boşanma davasını açan taraf, kesinleşme kararından itibaren geçen en az 3 yıllık sürede ortak hayatın yeniden kurulamadığını ispat ederse boşanma kararı verilir.