Uzlaşma özellikle son yıllarda sıkça duyduğumuz bir kavram. “Dava açmadan önce uzlaşmaya çalışın” “Uzlaşma ile sorun daha kolay ve çabuk çözülür” gibi söylemleri sıkça duyuyoruz.
Türk Dil Kurumu’na göre uzlaşma, kendi isteklerinden ödün vererek, tarafların anlaşması anlamına gelir. Uzlaşmada her iki tarafta kendi istediklerinin biri ya da birden fazlasından vazgeçerek ortak noktada buluşarak çözümü bulur. Uzlaşma şartlarının yerine getirilmesinde, başka şartlar öne sürülebilir. Bu şartları kabul edenler arasında bir uzlaşmaya varılmış olur.
UZLAŞMA NEDİR?
İlk cevap vereceğimiz soru uzlaşma ne demektir olacak.
Uzlaşma nedir kısaca derseniz, uzlaşma ceza hukukunda, ceza soruşturması ve davasında tarafsız bir kimsenin arabuluculuğuyla uyuşmazlığın çözülmesi için suçun mağdurun ve failinin iletişim kurduğu, sonuçta da ortak bir noktada buluştuğu sürece verilen isimdir.
Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre uzlaşma, iletişim süreci sonunda varılan anlaşmayı ifade eder.
Kanunun 253 ve 254. maddelerine göre uzlaştırma müzakereleri ve uzlaşma anlaşması, şartları varsa hem soruşturma aşamasında hem de kovuşturma aşamasında yapılabilir.
Uzlaştırmada edimli veya edimsiz uzlaşmak mümkündür.
Genellikle, fiilden kaynaklanan maddi veya manevi zararın tamamen ya da kısmen tazmin edilmesi veya eski hale getirilmesi halinde veya mağdurdan veya suçtan zarar görenden özür dilenmesi şeklinde edimli uzlaşmak mümkündür.
Taraflar uzlaştırma süreci sonunda edimsiz olarak da uzlaşabilirler. Edimsiz uzlaşma nedir sorusunun cevabı da “Hiçbir edim talep edilmeksizin de uzlaşmanın gerçekleşmesi. Tarafların birbirindne bir şey talep etmemesidir”
Sıklıkla arabuluculuk ve sonucunda meydana çıkan durum ile karıştırılır. Ancak herhangi bir suç ile bağlantısı olmayan özel hukuk uyuşmazlıklarının mahkeme dışı çözüm yöntemi uzlaştırma değil “arabuluculuk”tur.
Örneğin boşanma davasında da uzlaşma vardır. Anlaşmalı boşanmalarda
eşlerin ortak iradeleri ile boşanma kararı almaları durumunda her konuda uzlaşma sağlandığını belirten protokol hazırlanır ve tarafların beyanlarının hakim karşısında söylenmesi ile anlaşmalı boşanma gerçekleşir. Ama bu uzlaşma yazımızın konusunun dışında bir uzlaşmadır.
Bir başka uzlaşma türü de “Tarhiyat öncesi uzlaşma”dır. Tarhiyat öncesi uzlaşma nedir sorusunu genellikle vergi ile sorunu olanlar sorar. Sorunun cevabı ise “Haklarında vergi incelemesine başlanmış görevlerin, bu inceleme kapsamında kendilerine vergi tarh edilmeden ve vergi ziyaı cezası kesilmeden önce kullanabilecekleri bir hak”tır.
UZLAŞTIRMANIN ŞARTLARI NELERDİR?
Uzlaşma ne demek sorusunun cevabından sonra sıra şartlarını sıralamaya geldi.
Uzlaştırmanın gerçekleşebilmesi için belli başlı şartların yerine gelmesi gerekmektedir. Bu şartlar oluşmadıysa uzlaştırma ve uzlaşma söz konusu olamaz.
Bu şartlar kanuna göre şöyledir:
Mağdurun gerçek kişi veya suçtan zarar görenin özel hukuk tüzel kişisi (şirket, vakıf, dernek vs.) olduğu suçlar uzlaştırma kapsamındadır. Kamu tüzel kişileri (Valilik, Belediye, Bakanlık, SGK, Vergi Dairesi vs.) aleyhine işlenen suçun vasfı ve cezası ne olursa olsun uzlaştırma hükümlerinin uygulanması mümkün değildir.
Kural olarak soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabi suçlar uzlaştırma kapsamındadır.
Şikayete tabi suçlar hariç olmak üzere; TCK dışındaki özel kanunlarda düzenlenen suçlara uzlaştırma hükümlerinin uygulanabilmesi için, ilgili özel kanunda uzlaştırma yoluna gidilebileceğine dair açık hüküm olmalıdır.
Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda (cinsel taciz suçu, cinsel saldırı suçu vs.) uzlaştırma yoluna gidilemez.
Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte aynı mağdura karşı işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz.
Suçun birden fazla faili varsa; aralarında iştirak ilişkisi olsun veya olmasın, ancak uzlaşan kişi uzlaşma hükümlerinden yararlanır.
Suçun birden fazla mağduru varsa; şüpheli veya sanık tüm mağdurlarla uzlaşmak zorundadır.
Şüpheli veya sanık tüm mağdurlarla uzlaşma ise uzlaştırma hükümlerinden yararlanamaz. Örneğin; iki kişiye karşı dolandırıcılık suçu işlediği iddia edilen fail, her iki mağdur ile uzlaşmalıdır. Failin sadece mağdurlardan biriyle uzlaşması halinde, CMK md.253’te düzenlenen uzlaştırma hükümleri uygulanmaz.
Uzlaşma ağırlıklı olarak yurtdışında görülen hukuku işlemdi. Özellikle ABD, Kanada ve Avusturya’da çok önemli sonuçlar doğurmuştur. Bu sonuçların örnek alınması ile kullanımın artmıştır. Türkiye de 2005 yılında uzlaşma kurumunu ceza sistemine almıştır.
REŞİT OLMAYAN KİŞİLERİN ŞARTLARI
Reşit olmayan kişilerde yani çocuklarda uzlaştırma ve uzlaşmanın şartları da uzlaştırma nedir kadar çok cevabı aranan bir sorudur. Şartlar yetişkinlere göre farklıdır.
Şöyle ki;
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. Maddesinin 1’inci fıkrasının c bendine göre, “Suça sürüklenen 18 yaşından küçük çocuklar bakımından; suçun kamu tüzel kişisi aleyhine işlenmemesi kaydıyla, üst sınırı 3 yılı geçmeyen hapis veya adli para cezası gerektiren suçlar uzlaştırma kapsamındadır. Maddeye göre üst sınırı 3 yıl olan şantaj suçu 18 yaşından büyükler için uzlaşma kapsamında değildir ama suça sürüklenen çocuk söz konusu ise uzlaşmaya tabi suçlar arasında yer alır.
Uzlaşma uygulamasında çocukların işlediği suçun şikayete tabi suçlardan olup olmamasının bir önemi yoktur. Önemli olan suçun kamu tüzel kişisine karşı işlenmemiş olması ve üst sınırının uzlaşmaya elverişli olmasıdır.
Ancak çocukların işlediği suçların mağduru veya zarar göreni kamu tüzel kişisiyse, çocuklar açısından da uzlaşma hükümlerinin uygulanması mümkün değildir.
MAHKEME SÜRECİ
Uzlaşma hem soruşturma aşamasında hem de mahkeme aşamasında yapılabilir demiştik.
Mahkeme sürecinde nasıl olduğunu anlatalım:
Eğer ceza mahkemesi, yargılama sırasında dava konusu suçun uzlaştırma kapsamında olduğunu görürse, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253’üncü maddede belirtilen esas ve usüle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir.
Mahkemeler uzlaşma prosedürünün işlemeye başlaması ile bir nevi duruşmaya ara vermiş olur.
Uzlaştırma bürosu da uzlaştırmacı görevlendirip tarafların uzlaşma müzakeresi yapması için girişimde bulunur.
CMK’nın 254. maddesinin 2’nci fıkrasına göre uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini def’aten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine karar verir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde; sanık hakkında, 231’inci maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, uzlaşmanın gerekleri yerine getirilmezse mahkeme tarafından, 231’inci maddenin on birinci fıkrasındaki şartlar aranmaksızın, hüküm açıklanır.
Taraflar arasında uzlaşma sağlanmadığı takdirdeyse mahkeme yargılamaya kaldığı yerden devam eder.
Uzlaştırma girişiminin bir uzlaşma anlaşmasıyla sonuçlanması halinde ceza mahkemesi şu şekilde karar verir:
Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, anlaşmanın tarafların özgür iradelerine dayandığını ve hukuka uygun olduğunu tespit eder ve uzlaşma konusu yükümlülükler de yerine getirilirse, ceza davasının düşmesine karar verir.
HANGİ KONULAR UZLAŞTIRMAYA TABİDİR?
Hangi konular uzlaştırmaya tabidir sorusu da uzlaştırma nedir kadar çok sorulur.
Öncelikle belirtmek gerekir şikayete tabi olan bütün suçlar uzlaştırmaya tabidir.
Uzlaşmaya tabi suçlar listesi ise bir hayli uzundur. Bu listede taksirle yaralama, konut dokunulmazlığının ihlali, hakaret, kişi hatırasına hakaret, hakkı olmayan yere tecavüz, aile hukuku tarafından yüklenen sorumlulukları yerine getirmeme, kasten adam yaralama, kişilerin huzurunu bozma, yabancı devlet bayrağına ya da devlet temsilcisine hakaret etmek, haksız rekabete yol açacak davranışlar, haberleşmenin gizliliğinin ihlal edilmesi, iş ve çalışma hürriyetinin ihlal edilmesi gibi birçok suç yer almaktadır.
UZLAŞMAYA TABİ SUÇLAR NELERDİR?
Uzlaşmaya tabi suçları alt alta sıraladığımızda bir hayli uzun bir liste karşımıza çıkmaktadır.
Şikayete tabi olup olmadıklarına bakılmaksızın aşağıdaki suçlar da uzlaştırma kapsamındadır:
- Basit kasten yaralama
- Kasten yaralama suçunun ihmali davranışla işlenmesi
- Taksirle adam yaralama suçu. Taksirle yaralama suçu bilinçli taksirle işlense dahi uzlaştırma kapsamında olan suçlar arasındadır
- Tehdit
- Konut dokunulmazlığını ihlal
- İş ve çalışma hürriyetini ihlal
- Basit hırsızlık suçu. Ayrıca nitelikli hırsızlık suçu da TCK’nın 167/2 maddesinde belirtilen kişiler aleyhine işlenirse uzlaştırmaya tabi olan suçlardandır. Hırsızlık suçlarında daha az cezayı gerektiren haller de uzlaşma kapsamına giren suçlardandır
- Dolandırıcılık suçu. Ayrıca nitelikli dolandırıcılık suçu TCK’nın 167/2 maddesinde belirtilen kişiler aleyhine işlendiği takdirde uzlaşmaya tabi olan suçlardandır
- Güveni kötüye kullanma
- Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi
- Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması
- Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması
- Ayrıca aşağıda yer alan şikayete tabi suçlar da uzlaştırma kapsamındadır:
- İcra – iflas suçları
- Kişilerin huzur ve sükununu bozma
- Hakaret suçu. Ancak hakaretin istisnaları vardır. Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hakaret suçu ve cumhurbaşkanına hakaret suçu uzlaştırma kapsamında olan suçlardan değildir.
- Kişinin hatırasına hakaret suçu. Yine kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hatırasına hakaret suçu uzlaşma tabi olan suçlardan değildir.
- Haberleşmenin gizliliğini ihlal
- Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması
- Özel hayatın gizliliğini ihlal
- Kullanma hırsızlığı
- Mala zarar verme
- İbadethanelere ve mezarlıklara zarar verme
- Hakkı olmayan yere tecavüz
- Bedelsiz senedi kullanma
- Dolandırıcılıkta daha az cezayı gerektiren hal uzlaştırma kapsamındadır
- Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçu
- Hileli iflas
- Taksirli iflas
- Karşılıksız yararlanma
- Şirket veya kooperatifler hakkında yanlış bilgi
- Bilgi vermeme suçu
- Açığa imzanın kötüye kullanılması
- Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali
UZLAŞTIRMAYA TABİ OLMAYAN SUÇLAR
Uzun uzlaştırmaya tabi suçlar listesine karşın uzlaştırmaya tabi olmayan suçlar listesi hayli kısadır.
Bazı suçlar kanunda özel olarak sayılıp uzlaştırma kapsamı dışında tutulmuştur.
Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar ve CMH’nun 123’üncü maddesinin A bendine göre ısrarlı takip suçu uzlaştırma kapsamı dışındadır.
Bu suçlarda uzlaştırma yoluna gidilmesi söz konusu değildir.
Öte yandan uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte aynı mağdura karşı işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz.
HÜKÜMLÜLER İÇİN UZLAŞTIRMANIN UYGULANMA SÜRECİ
Yargılama sonucunda cezası kesinleşenler de uzlaştırmadan yararlanabilir.
Mahkumiyet kararının kesinleşmesi halinde, cezası cezaevinde infaz edilsin veya edilmesin, hükümlünün dava dosyası uzlaştırma prosedürünün uygulanması için uzlaştırma bürosuna gönderilir. Bu durumun istisnası uzlaştırmaya tabi suçlardan hükümlü olanlara daha önce uzlaşma teklifi yapılmış ve uzlaşma sağlanamamış ise yeniden uzlaştırma prosedürünün uygulanmasının mümkün olmamasıdır. Ayrıca istinaf veya temyiz aşamasında bulunan davalarda yerel mahkeme aşamasında uzlaşma teklif edilmiş ve uzlaşma gerçekleşmemişse, yeniden uzlaştırma girişiminde bulunulmaz.
Suçun uzlaştırmaya tabi suçlardan olduğu anlaşıldığında, hükümlüler açısından uzlaşma/uzlaştırma prosedürü şöyledir:
Mahkeme tarafından hükümlü hakkındaki kararın infazı durdurulur, tüm ilamat evraklarının infaz edilmeden mahkemesine iade edilmesine ve hükümlünün tahliyesine karar verilir.
Tahliye gerçekleştikten sonra, ilamat evrakları dosyaya geri geldiğinde, uzlaştırma işlemlerinin yürütülmesi için dosya uzlaştırma bürosuna gönderilir.
Uzlaştırma bürosu taraflar arasında uzlaşmanın sağlanması için gerekli girişimlerde bulunur. Uzlaşma sağlanırsa, davanın düşmesine karar verilir.
Uzlaşma sağlanmaması durumunda ise hükmün aynı şekilde infazına karar verilir.
UZLAŞTIRMACI KİMDİR? GÖREVLERİ NELERDİR?
Uzlaştırmacı Adalet Bakanlığı’nın tanımlamasına göre “Şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar gören arasında uzlaştırma yargılarını yöneten, Cumhuriyet savcısı tarafından görevlendirilen avukat veya hukuk çalıştırma görmüş” kişidir.
Asıl görevi toplumsal barışı sağlamaktır, bu amaçla devlet tarafından görevlendirilen bir kamu görevlisidir. Ancak taraflara eşit mesafede olmalıdır.
Uzlaştırmacının görevi öncelikle alınan dosyayı incelemek ve taraflarla iletişime geçmektir, uzlaşmaları durumunda veya uzlaşmamaları durumunda raporunuzu hazırlayıp imza altına almaktır.
Uzlaştırmacı olarak taraflara, uzlaştırmanın ne olduğunu, hukuken ne gibi sonuçları olduğunu anlatmak bir diğer görevidir. Uzlaşmanın faydalarını ve uzlaşmamanın zararlarını anlatarak tarafları kararlarında serbest bırakır.
Ardından taraflara, uzlaşmak ister misiniz? İstemez misiniz? sorularını gelen cevaplara göre raporunu hazırlamak, gelen cevaba göre raporu hazırlayıp imza altına alarak süreci sonlandırmak görevlerinin en önemlisidir.
Uzlaştırmacı bu süreçte aslında tarafları ortak bir noktada buluşturan bir tür rehberdir. Görevini yaparken kamu görevlisi statüsü kazanan uzlaştırıcı tarafları uzlaşamaya zorlayamaz veya taraf tutamaz. Ne mağdurdan ne sanıktan yana olmadan yargılama yapmadan rehberlik görevini ifa eder.
Bu noktada akıllara uzlaşmada ne kadar para istenir sorusu da takılabilir. Bu konu taraflar arasındaki bir konudur. Mağdur olan taraf suçu işleyenden para talep edebilir ama bunun miktarı tamamen kişiye bağlıdır.
MÜZAKERE SÜRECİ NASIL İLERLER?
Savcı uzlaştırmaya tabi bir suç söz konusu ise dosyayı uzlaştırma bürosuna gönderir. Dosyanın ulaştığı büro o olaya ilişkin bir uzlaştırmacı görevlendirir. Uzlaştırmacı da şüpheli ve mağdura ayrıca varsa veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur.
Öncelikle taraflara “Uzlaştırma Davet Mektubu” gönderilir. Uzlaştırmacı bu teklifi tebligat yahut istinabe yollarından birini kullanarak yapabilir.
Uzlaşma teklifi alan kişiler 3 günlük süre içerisinde teklifi kabul etmezlerse reddetmiş sayılırlar.
Bu teklif ile birlikte taraflara uzlaştırmacı tarafından konunun önemi ve sonuçlarına ilişkin genel nitelikli ve yüzeysel bilgilendirme yapılır.
Teklifin kabul edilmemesi durumunda uzlaşma prosedürü sona erer. Teklifin kabul edilmesi durumundaysa müzakere aşamasına geçilir.
Uzlaşma müzakerelerinde taraflar işlemlerini serbestçe gerçekleştirebilir.
Öte yandan uzlaştırma, tarafların kendilerinin başvurabileceği bir yol değildir. Bu görüşmeler savcılık ve uzlaştırma bürosu tarafından re’sen takip edilir.
Müzakerelerinin Süresi Nedir?
Öncelikle uzlaştırmaya konu olayın üzerinden 30 gün geçmiş olmalıdır. Uzlaşma teklifi alan taraf 3 gün içinde kararını belirtmezse bu teklifi reddetmiş sayılır. Kabul etmesi durumunda başlayacak uzlaşma sürecinin süresi ise 30 gündür. Uzlaştırmacı bu sürede süreci tamamlayamazsa bürodan ek süre ister. Uzlaştırma bürosu, bu süreyi en fazla 20 gün daha uzatabilir.
Müzakere Nasıl Yürütülür?
Müzakerelere uzlaştırma teklifinin yapılması ile başlar. Uzlaşma teklifi uzlaştırmacı tarafından yapılır.
Uzlaştırma müzakerelerine şüpheli, mağdur, suçtan zarar gören, kanunî temsilci, müdafi ve vekil katılabilir.
Uzlaştırmacı taraflara uzlaşmak ister misiniz? İstemez misiniz? sorularını sorar. Gelen cevaba göre uzlaşmanın sonucunu belirler.
Öte yandan uzlaştırma müzakeresinin en önemli özelliği gizli olmasıdır. Uzlaştırmacı, cumhuriyet savcısı veya taraflar uzlaştırma görüşmelerinin içeriğini hiçbir şekilde açıklayamaz.
Uzlaştırma müzakereleri, herhangi bir soruşturma ve kovuşturmada ya da hukuk davasında delil olarak kullanılamaz
ANLAŞMA SÜRECİ
Uzlaştırma görüşmeleri sonunda fail ve mağdurun uzlaşması durumunda, uzlaştırmaya ilişkin rapora uzlaşma anlaşması eklenir.
Uzlaştırmacı, Cumhuriyet savcılığı tarafından verilen belgelerle birlikte hazırladığı raporu uzlaştırma bürosuna verir.
CMK’nın 253’üncü maddesinin 15’inci fıkrasına göre uzlaştırma bürosuna verilen belgeler, uzlaştırma müzakerelerine ilişkin rapor, soruşturma dosyası ve varsa uzlaşma anlaşması derhal uzlaştırma bürosundan sorumlu Cumhuriyet savcısına tevdi edilmelidir.
CMK’nın 253’ünci maddesinin 16’ıncı fıkrasına göre ise uzlaşma teklifinin reddedilmesine rağmen, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören uzlaştıklarını gösteren belge ile en geç iddianamenin düzenlendiği tarihe kadar uzlaştırma bürosu Cumhuriyet savcısına başvurarak uzlaştıklarını beyan edebilirler.
17’inci fıkraya göre ise uzlaştırma bürosu Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka uygun olduğunu belirlerse raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza eder.
Aynı maddenin 19’uncu fıkrasına göre, uzlaşma anlaşması yapıldığı takdirde, uzlaştırma bürosu Cumhuriyet savcısı, anlaşmanın şüpheli ve mağdurun özgür iradelerine dayandığını ve hukuka uygun olduğunu tespit ederse, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilir. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde kamu davası açılır.
Öte yandan uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır.
Bu noktada uzlaşmaya gitmezsem ne olur diye merak edenler için, böyle bir durumda uzlaşmanın olmadığı kabul edilir ve uzlaştırma bürosuna bağlı savcılık, bir iddianame hazırlayarak kamu davası açar cevabını da verelim.
ANLAŞMANIN İPTALİ
Gelelim uzlaşma olmazsa ne olur konusunun ayrıntılarına…
Uzlaşma anlaşması gerçekleşmezse, uzlaştırma bürosu savcılığı bir iddianame ile kamu davası açar. Kovuşturma aşamasında uzlaştırma yoluna gidilmiş ve uzlaşma sağlanamamışsa, ceza davasını gören mahkeme yargılamaya kaldığı yerden devam eder.
Soruşturma dosyası uzlaştırmaya gönderilmemiş veya uzlaştırma girişimi başarısız olmasına rağmen, fail ve mağdur bir uzlaşma anlaşması yaparak iddianamenin düzenlendiği tarihe kadar, uzlaştırma bürosu Cumhuriyet savcısına uzlaşmanın gerçekleştiğini beyan edebilirler.
Bu halde, suçun uzlaştırma kapsamında suçlardan olduğu anlaşılırsa savcılık tarafından kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir.
Mahkeme tarafından dava dosyasının uzlaştırma bürosuna gönderilmesinden sonra uzlaşma gerçekleşmezse; yani kovuşturma aşamasında, tarafların aralarında anlaşarak daha sonra uzlaşma gerçekleştirmeleri kabul edilmemiştir.
BU SÜREÇTE DELİL TOPLANMALI MI?
Uzlaştırma prosedürünün başlaması, araştırma işlemlerine, delillerin toplanmasına, yakalama, gözaltı, tutuklama, el koyma vb. gibi koruma tedbirlerinin uygulanmasına engel olmaz. Ancak delil toplama dışındaki işlemlerin, özellikle koruma tedbiri niteliğindeki işlemlerden kişi özgürlüğünü kısıtlayanlara uzlaşma yasasının uygulandığı süreç boyunca son verilmesi gerekmektedir.
ZAMANAŞIMI UYGULANIR MI?
Uzlaştırma/uzlaşma aşamasında zamanaşımı önemli bir konudur.
CML 253’üncü madenin 21’inci fıkrasında göre şüpheli, mağdur veya suçtan zarar görenden birine ilk uzlaşma teklifinde bulunulduğu tarihten itibaren, uzlaştırma girişiminin sonuçsuz kaldığı ve en geç, uzlaştırmacının raporunu düzenleyerek uzlaştırma bürosuna verdiği tarihe kadar dava zamanaşımı ile kovuşturma koşulu olan dava süresi işlemez.
Uzlaşma anlaşması şarta bağlı yapılmışsa, ister savcılık aşamasında olsun isterse mahkeme aşamasında olsun, uzlaşma anlaşması şartları gerçekleşene kadar dava zamanaşımı süreleri durur.
KARAR SONUCU ADLİ SİCİLE İŞLER Mİ?
Sorunun cevabını önce kısa ve net bir şekilde verelim: Uzlaştırma neticesinde verilen kararlar adli sicile işlenmez.
Çünkü bu kayıtlar, sadece bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından görülebilir. Bu nedenle de iş başvurusu veya başka bir başvuru için sabık kaydı istenildiğinde bu bilgiler kesinlikle alınan sabıka kaydında gözükmez.
H2: UZLAŞMA/UZLAŞTIRMA YARGITAY KARARLARI
Zarar belirlenmeden düzenlenen uzlaştırma raporu usule aykırıdır.
Hukuk Mahkemesince belirlenen bir zarar miktarı yoksa zararın objektif kriterlere göre belirlenmesi ile belirlenen bu miktar üzerinden taraflara usulüne uygun olarak uzlaşma teklifinde bulunulmasının ardından sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, katılanın aşamalarda ısrarla ödenmesini istediği zarar miktarı esas alınarak yetersiz ve hüküm kurmaya elverişli olmayan uzlaştırma raporuna dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi, bozma nedenidir (YARGITAY (Kapatılan)13. Ceza Dairesi -2020/10810 K.).
Sağır ve dilsizlik, yaş küçüklüğü ve akıl hastalığı halinde uzlaşma
Uzlaşma hükümlerinin uygulanabilmesi için her şeyden önce fiilin “soruşturulabilir” veya “kovuşturulabilir” olması zorunludur. Fiilin soruşturulabilir ve kovuşturulabilir olmasından maksat, fiilin ceza kovuşturmasına tabi olması, yani muhakeme “soruşturma ve kovuşturma” şartlarının bulunmasıdır. Bir fiilin soruşturalabilir olması, uzlaşma hükümlerinin uygulanabilmesi için tek başına yeterli değildir. Ayrıca, failin cezalandırılabilir olması, yani kusurunu ortadan kaldıran nedenlerin bulunmaması da gereklidir. Failin yaşının küçüklüğü, sağır ve dilsizlik, akıl hastalığı gibi nedenlerle kusur yeteneğinin bulunmadığı hallerde faile ceza verilemez. Uzlaşma güvenlik tedbirlerinin değil, ceza sorumluluğunun alternatifidir. Bu nedenle bu kişilere karşı güvenlik tedbiri uygulanabilir ise de ceza verilemediğinden, uzlaşma hükümlerinin uygulanması mümkün bulunmadığından tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir (Yargıtay 8. Ceza Dairesi – K.2019/12108).
Uzlaştırmaya tabi olmayan suçtan beraat halinde diğer suçta uzlaşma
Sanığın işlediği iddia olunan TCK’nın 86/2 ve 86/3-a maddelerinde düzenlenen üstsoya karşı kasten yaralama suçu müstakilen uzlaştırmaya tabi değildir. Yine sanığa isnat edilen anılan Yasanın 106. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde düzenlenen tehdit suçu ise uzlaşmaya tabidir ancak, somut olayda üstsoya karşı kasten yaralama suçuyla birlikte işlendiğinin iddia edilmesi nedeniyle CMK’nın 253/3. maddesindeki düzenleme uyarınca uzlaştırma kapsamı dışında kalmıştır. Yapılan yargılama neticesinde ise, sanığın üstsoya karşı kasten yaralama suçundan beraatine hükmolunmuş olması nedeniyle anılan suçun işlendiğinden bahsedilemeyeceği için, tehdit suçu yönünden uzlaştırmaya engel olan CMK’nın 253/3. maddesinin uygulanma olanağı kalmamıştır. Tehdit suçu yönünden CMK’nın 254. maddesi gereğince uzlaştırma işlemlerinin yapılması gerekmektedir.
Tüm bu nedenlerle; uzlaştırma işlemleri gerçekleştirilmeden kurulan ve tehdit suçundan sanık …‘un, TCK’nın 106/1-1. cümle ve 62. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına dair Kayseri 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/01/2019 tarihli ve 2018/127 esas, 2019/136 karar sayılı kararında isabet bulunmamaktadır (Yargıtay 4.CD-Karar : 2020/301).
Usulüne uygun uzlaştırma işlemi yapılmaması
İnceleme konusu somut olayda, sanık hakkında uzlaşma kapsamında olan TCK’nın 125/1. maddesinde düzenlenen hakaret suçundan kamu davası açıldığı ve yapılan yargılama sonucu mahkumiyet kararı verildiği, katılan kolluk beyanında uzlaşmak istemediğini belirtmiş ise de, hakaret suçundan uzlaşma teklif formu imzalatılmayıp uzlaşmanın mahiyeti ve sonuçlarının da açıklanmadığı, soruşturma ve kovuşturma aşamalarında usule uygun uzlaştırma işlemi yapılmadığının anlaşılması karşısında, 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesinde öngörülen yönteme uygun biçimde sanık ve katılan arasında uzlaştırma işlemi yapılmadan mahkumiyet hükmü kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 18. Ceza Dairesi – Karar:2020/7494).
Gece vakti hırsızlık suçu uzlaşma kapsamında değildir
Hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK’nın 141. maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçunun da uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmakta ise de; hırsızlık suçunun gece vakti işlenmesi halinde eylemin nitelikli hırsızlık suçuna dönüşeceği ve eylemi uzlaşma kapsamı dışına çıkaracağı gözetilip yüklenen suçu gece vakti işlediği anlaşılan sanık hakkında uzlaşma hükümleri uygulanamaz (Yargıtay 13. Ceza Dairesi – Karar No:2017/591).
Mala zarar verme ve yeni uzlaştırma Sisteminin hukuki niteliği
Ceza Genel Kurulu’nun 2007/4-200 esas ve 2007/219 karar sayılı kararında da açıklandığı üzere 5271 sayılı CMK.nun 253-255 maddelerinde düzenlenen uzlaşma kurumu uygulama yöntemini düzenlemesi ve anılan yasada yer alması nedeniyle usul hukuku kurumu olması dolayısıyla derhal yürürlük ilkesine tabi ise de, fail ile devlet arasındaki ceza ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddi hukuka da ilişkin bulunması nedeniyle yürürlüğünden önceki olaylara uygulanmasında zorunluluk bulunmaktadır.
02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile 5271 sayılı CMK.nun 253. maddesinde değişiklik yapılmış ve uzlaştırmanın etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar bakımından da uygulanabilir hale getirilmiştir.
CMK.nun 254. maddesine göre de “kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253. maddede belirtilen esas ve usule göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir”.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; Bakırköy 22. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.04.2013 tarihli kararının kesinleşmesinden sonra 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile CMK.nun 253. maddesinde yapılan değişiklikle, uzlaşmanın etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar bakımından da uygulanabilir hale geldiği, bunun sonucu olarak hüküm tarihinden önce etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasından dolayı uzlaştırma kurumu uygulanabilen suçlar kapsamında bulunmayan basit mala zarar verme (TCK m.151) suçunun 02.12.2016 tarihi itibariyle uzlaştırma hükümlerinin uygulanması mümkün suçlar kapsamına alındığı ve kesinleşmiş kararlar bakımından da uzlaştırma hükümlerinin uygulanması gerektiği cihetle, 5271 sayılı Kanunu’nun 253. maddesindeki esas ve usullere göre uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi için yargılama dosyasının uzlaştırma bürosuna gönderilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 8.Ceza Dairesi-Karar : 2018/7434).
Soruşturma aşamasında uzlaşma teklifinin reddi halinde kovuşturmada uzlaşma yapılamaz
Soruşturma aşamasında usulüne uygun olarak uzlaştırma teklif edilmesine rağmen mağdur tarafından kabul edilmemiş olması ve suçun uzlaşma kapsamında olduğunun ilk defa kovuşturma aşamasında ortaya çıkmaması karşısında, kovuşturma evresinde mahkemece yeniden uzlaştırma işleminin yapılması mümkün değildir. Bu nedenle, Özel Dairece yerel mahkeme hükmünün, mahkeme tarafından uzlaşma hükümlerinin yerine getirilmesi gerektiğinden bahisle bozulmasında isabet bulunmamaktadır (Yargıtay CGK – Karar: 2014/224).
Ticareti terk suçunda uzlaşma hükümlerinin yürürlüğe girmesi
02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde değişiklik yapılarak madde içeriğinden “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile” ibaresinin çıkarılması nedeniyle, özel bir etkin pişmanlık hükmü olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 354. maddesinin aynı Kanun’un 337/a maddesinde düzenlenen suç yönünden uzlaşma kurumunun uygulanmasına engel teşkil etmemesi, suçun işlenmesinden sonra fail ile mağdur arasındaki çekişmeyi bir uzlaştırmacının girişimiyle kısa zamanda tarafların özgür iradeleriyle ve adli merciler daha fazla meşgul edilmeden sonuçlandırmayı amaçlayan uzlaşmanın soruşturma ve kovuşturmalarda mutlaka öncelikle uygulanması zorunlu bir maddi ceza ve ceza muhakemesi hukuku kurumu olması ve İcra ve İflas Kanunu’nun 354. maddesinin yerine geçip anılan maddenin uygulanmasını ortadan kaldırmaması karşısında, sanık hakkında 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik CMK’nın 253, 254. maddeleri gereği uzlaştırma hükümlerinin uygulanması zorunludur (Yargıtay 19. Ceza Dairesi – Karar : 2017/6957).
Kasten Yaralama Suçunda Uzlaşma/Uzlaştırma
Kasten yaralama suçundan verilen mahkumiyet hükümleri yönünden 02.12.2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK’nun 253. maddesine göre kasten yaralama suçunun uzlaşma kapsamında kaldığı anlaşılmakla; katılan sanıklar arasında 6763 sayılı Yasa ile değişik 5271 sayılı CMK’nun 253 ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma işlemi yapılması için dosyanın Uzlaştırma Bürosuna gönderilmesi, uzlaştırma girişiminin başarısızlıkla sonuçlanması halinde yargılamaya devamla hüküm kurulması lüzumu bozmayı gerektirmiştir (Yargıtay 1. Ceza Dairesi – Karar:2017/2656).
Basit Tehdit Suçunda Uzlaşma
02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle hükmün bozulması gerekmiştir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi – Karar : 2017/18470)
Tehdit, hakaret ve yaralama suçlarının birlikte işlenmesi ve uzlaşma
02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 Sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu, hakaret ve yaralama suçları yönünden ise, uzlaşma önerisinin yapıldığı tarihte 5271 sayılı CMK’nın 253/3. maddesinde engel bulunduğu gözetilerek, yeni düzenleme karşısında bu suçlar yönünden de uzlaşma önerisinde bulunulması gerektiği anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi – Karar : 2017/18501).
Şantaj suçu ile mala zarar verme suçunun birlikte işlenmesi halinde uzlaşma
Şüpheli … yönünden yapılan değerlendirmede; adı geçene yükletilen mala zarar verme suçu yasa değişikliği ile uzlaşma kapsamına alınmış ise de, CMK’nın 253. maddesinin 3. fıkrasının ikinci cümlesindeki “Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması halinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz” hükmü karşısında, şüphelinin uzlaşma kapsamında bulunmayan şantaj eylemini uzlaşma kapsamına alınan mala zarar verme eylemi ile birlikte gerçekleştirdiğinin iddia edilmesi nedeniyle mala zarar verme suçu yönünden de uzlaşma olanağı bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle iddianame tarihinde de uzlaşma hükümlerinin uygulanması mümkün olmadığından, müşteki şüpheli … yönünden iddianamenin iadesi kararına karşı yapılan itirazın reddine dair karar yerinde görülmemiştir. Ancak, müşteki şüphelilerin karşılıklı olarak atılı suçları işlediklerinin iddia edilmesi karşısında, bağlantı nedeniyle usul ekonomisi açısından davaların birlikte görülmesi gerekmektedir. Bu nedenle şüpheli … yönünden başkaca iade sebepleri yoksa iddianamenin kabul edilerek dava açılması, diğer müşteki şüpheli yönünden ise iade gerekçesindeki eksiklik tamamlandıktan sonra uzlaşma girişiminin olumlu sonuçlanmaması nedeniyle açılacak davanın diğer davayla birleştirilerek görülmesi gerekmektedir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi – Karar : 2017/17329).
Uzlaşma kapsamında olan suçlarda ikinci kez uzlaştırma yapılamaz
6763 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce usulüne uygun olarak yapılan uzlaşma tekliflerinin geçerli olduğu ve bu nedenle uzlaşma teklifi yapılmış ve kabul edilmemiş olan dosyalarda yeniden uzlaşma teklifi yapılmasına gerek bulunmadığı cihetle, somut olayda 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2. maddesi kapsamında kalan eylemin kanun değişikliği öncesinde de uzlaştırma kapsamında bulunduğu sanık ve müştekinin uzlaşmak istemediklerini bildirmeleri, yapılan uzlaşma teklifinin de usulüne uygun olması karşısında, bozma görüşüne iştirak edilmemiştir (Yargıtay 3. Ceza Dairesi – Karar : 2018/989).
6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34 ve 35 inci maddeleriyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 253 ve 254 üncü maddelerinde yapılan değişiklik çerçevesinde, 6763 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce usulüne uygun olarak yapılan uzlaşma tekliflerinin geçerli olduğu ve bu nedenle uzlaşma teklifi yapılmış ve kabul edilmemiş olan dosyalarda yeniden uzlaşma teklifi yapılmasına gerek bulunmadığı cihetle, somut olayda 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/1. maddesi kapsamında kalan eylemin kanun değişikliği öncesinde de uzlaştırma kapsamında bulunduğu katılanın uzlaşmak istemediğini bildirmesi, yapılan uzlaşma teklifinin de usulüne uygun olması karşısında, tebliğnamedeki bozma görüşüne iştirak edilmemiş, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı hükümler iptal edilmiş ise de, bu husus infaz aşamasında dikkate alınabileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır (Yargıtay 3. Ceza Dairesi – Karar : 2018/902).
Gereksiz yere faydasız uzlaştırma işlemi yapılmamalıdır
Sanıklara isnat edilen mala zarar verme suçunun 02.12.2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK.nın 253. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile” ibaresinin madde metninden çıkarılması sebebiyle soruşturma ve kovuşturulması şikayete bağlı hale geldiği, soruşturma aşamasında sanıklar uzlaşmak istediklerini beyan ederken katılan, zararının giderilmesi halinde uzlaşmak istediğini bildirdiği, ancak bu tarihte suçun uzlaşma kapsamında olmaması nedeniyle sanıklar hakkında dava açıldığı, kovuşturma aşamasında 29.12.2016 tarihli duruşmada durma kararı verilerek 6763 sayılı kanunla değişik CMK.nın 253-254. maddeleri gereğince uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi için dosyanın … Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu’na gönderilmesine karar verildiği, uzlaştırmacı tarafından düzenlenen 17.07.2017 tarihli raporda müştekinin… ve posta yolu ile uzlaşmaya davet edilmesine rağmen görüşmeye katılmadığı ayrıca telefonda uzlaşmayı kabul etmediğini beyan ettiğinin yazılı olduğu görülmüştür.
Adli soruşturmanın başladığı tarihten hüküm tarihine kadar geçen süre içerisinde gerek sanıkların gerek şikayetini devam ettiren katılanın uzlaşma konusunda dosyaya yansıyan bir iradelerinin bulunmadığı, uzlaştırmacı tarafından düzenlenen rapordan sonra 22.05.2018 tarihli celsede dinlenen katılan vekilinin “şikayetimiz devam etmektedir, zararımız halen giderilmemiştir, sanıkların teşdiden cezalandırılmalarını talep ederiz” şeklindeki beyanı da dikkate alındığında; yeniden uzlaştırma yoluna gidilmesinin bir fayda sağlamayacağı ve yargılamayı gereksiz yere uzatacağı anlaşıldığından mahkemenin kabul ve takdirinde bir isabetsizlik görülmemiştir (Yargıtay 8. Ceza Dairesi -K.2019/10898).
2023 Uzlaştırma Yönetmeliği
https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2022/08/20220804-12.htm
UZLAŞTIRMA HAKKINDA MERAK EDİLENLER:
Uzlaşma olursa ne olur?
Uzlaşma olursa ceza davasının düşmesine karar verilir.
Uzlaşma suçu kabul etmek midir?
Uzlaştırmaya dahil olmak suçu kabul etmek değildir. Uzlaşmanın hükümleriyle şüpheli/sanık suç işlemiş olmayı kabul etmiş sayılmaz.
Uzlaşma amacı nedir?
Uzlaşmanın anlamı nedir sorusu ile amacı nedir sorusu cevabı aynı kapıya çıkan iki sorudur.
Uzlaşmada amaç faillerin kendi fiillerinin neticelerini görerek bizzat anlamaları amacıyla, suçun suçlusu ile mağduru arasında direkt etkileşim kurulmasıdır.
Ayrıca uzlaşmada hem faillerin, hem mağdurların topluma tekrar kazandırılarak, uğradıkları zararların giderilmesi amacı da vardır.
Uzlaşma kararı ne demek?
Uzlaşmacının şüpheli, mağdur veya suçtan zarar görenler arasında yapılan uzlaşma görüşmelerinde alınan karardır. Bu kara uzlaşmaya evet ya da hayır demektir.
Uzlaşma masraflarını kim öder?
Uzlaşmanın gerçekleşmesi hâlinde uzlaştırmacı ücreti ve diğer uzlaştırma giderleri Devlet Hazinesi tarafından karşılanır.
Ancak müzakereler sonucunda uzlaşma sağlanmaz ve yargılama sonucunda sanık mahkum edilirse yargılama giderleri kendisine yükletilir ve bu giderlere uzlaştırmacı ücreti de dahildir.