ebeveynlerin velayet sürecinde danışnmanlık hizmeti alması oldukça önemlidir çünkü velayet süreci, hem velayeti almak isteyen anne ya da baba, hem de velayete konu olan çocuk için oldukça zorlayıcı bir süreçtir.
Bu süreçte özellikle çekişmeli bir boşanma söz konusu ise ve çocuk taraflar arasında bir pazarlık unsuru olarak kullanılıyorsa, “velayet savaşı” veren tarafların mutlaka hukuki danışmanlık hizmeti alması gerekir.
Alınacak danışmanlık hizmeti davanın seyrini değiştirip velayetin kime verileceği sorusunun cevabını da değiştirebilir.
Zira Türk hukukuna velayet genellikle çocuğun anne bakımına muhtaç olduğu yaşlarda anneye verilmektedir. Ancak çocuğun “üstün yararı” gereği babaya velayet verildiği de görülmektedir.
Çocuk ya da çocuklarının velayetini almak isteyen ebeveynlerin bu süreçte çocuklarından ayrılmamak için danışmanlık hizmeti alması bu açıdan önemlidir.
VELAYET SÜRECİNDE DANIŞMANLIK
Velayet davaları, boşanmış ya da boşanmak için dava açmış olan kadın ve erkek için en zor davalar arasında yer alır.
Çünkü boşanma sonrasında gündeme gelen mal paylaşımı, nafaka, tazminat gibi mali konulardan farklı olarak burada “Paylaşılan” çocuk ya da çocuklardır.
Ancak velayet sürecinde danışmanlık konusunun ayrıntılarına geçmeden önce velayetin ne olduğunu kısaca hatırlatmakta fayda var.
Velayet; küçüklerin ve istisnai olarak kısıtlı ergin çocukların bakımını, korunmasını ve çeşitli yönlerden yetiştirilmesini sağlamak amacıyla, ana babanın, çocukların kişiliklerinin ve mallarının korunmasıyla, onların temsili konusunda sahip oldukları hak, yetki ve ödevler olarak tanımlanmaktadır.
Velayet davası ise, reşit olmayan çocuk üzerinde bulunan hakkın anne ve babaya ait olması gerekirken eşlerden birinin diğerine karşı açmış olduğu, üzerinde bulunmayan velayeti almak için açtığı davadır.
Genel olarak boşanan kadın ve erkek çocukların kendisinde kalmasını, velayet davasında kazanan tarafta yer almayı ister.
Amacı çocuklarını velayetini almak olan anne ya da babanın bu noktada yapması gereken, dava sürecini bir avukatla yürütmek ya da dava öncesinde avukattan danışmanlık olmalıdır.
Çünkü bu tip davalarda en küçük ayrıntılar bile sonucu değiştirebilir niteliktedir.
Velayet sürecinde danışmanlık hizmeti almak davayı ve dolayısıyla velayeti kazanmayı sağlayabileceği gibi, aksi bir durum kaybeden tarafta olunmasına neden olabilir.
ÇOCUKLAR VE BOŞANMA TERAPİSİ
Boşanma ve velayetin bir ebeveyne verilmesi durumu, diğer ebeveyni belirlenmiş sürelerde görebilecek olmak, çocuk üzerinde büyük bir stres yaratacaktır. Bu stres kendini farklı şekillerde gösterecektir.
Çocukta zihinsel sağlık sorunları ortaya çıkabilir, davranış problemleri kendini gösterebilir, okul performansı dibe vurabilir, biraz daha büyük çocuklarda ise madde kullanımı ya da erken cinsel aktivite gibi riskli davranışlar görülebilir. İlerleyen yaşlarda ise güven problemi ve ilişki sorunları baş gösterebilir.
Bu ve benzeri sorunların önüne erkenden geçebilmek için ise psikolojik danışmanlık hizmeti alınabilir. Çocuklar için de boşanma terapisi yolu kullanılabilir.
Terapide boşanmanın sadece ebeveynler arasındaki ilişkide bir değişiklik yarattığı ya da yaratacağının üzerinde durularak annenin hala anne, babanın da hala baba olduğu, çocuğa karşı olan sevgilerine bir azalma olmadığı özellikle vurgulanmalıdır.
Velayetin verilmediği ebeveynin de her zaman yanında olacağı çocuğa usulünce anlatılmalıdır ki çocuk ailenin güvenli alanını tamamen kaybettiğini düşünmesin.
KARDEŞLERİN AYRILMASI
Velayet davasında genel kural birden fazla çocuk varsa kardeşlerin ayrılmamasıdır ancak çocuklardan 8 yaşından büyük olan varsa idrak yaşı oluştuğu için hakim onun da fikrini sorabilmektedir. Hakim ancak çocuğun üstün yararının gerektirdiği durumlarda kardeşlerin ayrılmasına karar verebilir. Aksi durumda kardeşlerin birbirinden ayrılmasının onların bedeni ve ruhi gelişimlerine olumsuz etki yapacağı düşünülerek ayrılmalarına karar verilmez.
Hakimin çocuğun üstün yararı gereği kardeşleri ayırması durumunda ise zaten anne ve babası ayrılan çocuk bir de kardeşinin, ablasını ya da abisini kaybettiği takdirde alacağı yara daha derin olacaktır.
Bu da çocuğun daha uzun süre psikolojik destek alması anlamına gelir. Psikolojik destek söz konusu değilse durum daha da vahim hale gelebilir.
PEDAGOG RAPORLARININ VELAYET SÜRECİNDE ÖNEMİ
Velayet davası sürecinde hakimin vereceği kararı etkileyen pek çok etken vardır. Çocuğun söylemleri, tanıkların verdiği bilgilerin yanı sıra pedagog raporları da hakimin vereceği kararın yönünü belirler.
Mahkemeler, görevli olan pedagogları yetkilendirerek, çocuğun barınma koşullarının tespiti için çocuğun yaşadığı eve gidip bakmalarını ve raporlamalarını ister. Pedagoglar çocukla, anne ve babayla ve varsa kardeşler ile de görüşür, gördükleri ve duydukları doğrultusunda rapor hazırlayarak mahkemeye sunar.
Bu raporlar davanın sonucunu değiştirecek kadar önemlidir. Çünkü hakim pedagog görüşüne büyük önem vermektedir.
PEDAGOGLAR NE SORAR?
Pedagog çocuk ile yapacağı görüşmede, çocuğu anne ve babası ile olan ilişkisini, kendisine nasıl davranıldığını ve yaşam koşullarını soracaktır.
Burada evdeki durumun değerlendirmesini yapma amacında olan pedagog şiddet görüp görmediği, anne ve babanın çocukla gerektiği kadar ilgilenip ilgilenmediği, anne ve babanın sosyal durumları hakkında sorular sorarak ve raporunu verilen cevaplara göre oluşturur.
BOŞANMA DANIŞMANLIK HİZMETİ
Velayet sürecinde danışmanlık hizmeti alan tarafların aslında öncelikle boşanma danışmanlık hizmeti alması gerekmektedir.
Özellikle çekişmeli boşanma davalarında alınacak danışmanlık hizmeti sürecin kolaylaşmasını sağlayabilir.
Zira boşanma avukatı, hukuki danışman olarak müvekkillerine davanın profilini çizer, hangi aşamada neler olabileceği yönünde analizlerle sunar ve bu durumda izlenmesi gereken yolları anlatır.
Alınacak bu hizmet boşanma davasında kadın veya erkeğin doğru bir strateji geliştirmesini ve doğru adımlar atmasını sağlaması açısından son derece önemlidir.
SÜREÇ NASIL İLERLER?
Süreç, boşanmaya karar veren, çocuğunun da velayetini isteyen tarafın, avukata başvurması ile başlar.
Hukuki danışmana mevcut durumu tüm ayrıntıları ile doğru bir şekilde anlatan kadın ya da erkek eş boşanmayı ve sonucunda da velayeti istediğini söyler.
Delilleri, tanıkları ortaya koyar.
Avukat da kendisine başvuran kadın ya da erkeğin anlattıkları ışığında davada neler olabileceğini, nasıl davranılması gerektiğini anlatır.
BİZE ULAŞIN
Velayet sürecinde danışmanlık hizmeti almaya karar verdiyseniz, bize istediğiniz zamanda ulaşabilirsiniz. Sizden bir telefon veya bir “tık” uzaktayız
Aklınıza takılan soruların cevapları bizde.
Sorularınızı sorun cevaplarını alın, izlenecek stratejiyi birlikte belirleyelim ve kazanan taraf siz olun.
SIKÇA SORULAN SORULAR:
Hangi durumlarda çocuğun velayeti anneye verilmez?
Türk hukukunda velayet özellikle çocuk anne bakımına muhtaç bir yaştaysa anneye verilir ama velayetin anneye verilmediği istisnai durumlar da vardır. Bu durumlar şunlardır:
- Annenin çocuğu istememesi
- Annenin çocuğa şiddet uygulaması
- Annenin çocukları ihmal etmesi
- Annenin akıl hastası olması, haysiyetsiz yaşam sürmesi, küçük ya da kısıtlı olması.
Psikolojik sorunları olan anneye velayet verilir mi?
Annenin psikolojisi bozuksa ve bu durum çocuğu kötü etkiliyorsa anneye velayet verilmeyebilir, velayet ondadaysa alınabilir.
Velayet hangi durumlarda değiştirilir?
Velayetin değiştirilmesi için de geçerli sebeplere ihtiyaç vardır. Bu sebepler Medeni Kanun’un 183. Maddesinde belirtilmiştir. Maddeye göre;
Ana veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması hâlinde hâkim, re’sen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine velayet değiştirilir.
Yeni olgular arasında velayetin bulunduğu cezaevine girmesi, alkol tedavisi sebebiyle yatarak tedavi görmesi, bitkisel hayata girmesi vb durumlar da vardır.
Velayet değişikliği kaç ay sürer?
Velayet davalarının net sonuçlanma süresi 209 gün olarak kabul edilir. Ancak dava görülen mahkemenin yoğunluğu vb nedenlerden dolayı uzayabilir. Özel durumlar olmadığı sürece bu davalar 4-5 aralığında sona erer.
Hangi durumlarda çocuğun velayeti babaya verilmez?
Babanın yaşam koşullarının çocuğa uygun olmaması durumuna çocuğun velayeti babaya verilmez.
Zaten başta da dediğimiz gibi Türkiye’de velayet büyük oranda anneye verilmektedir.
Babanın velayeti istemediği durumlarda da aynı şey geçerlidir.